AİLELER, ÖZEL EĞİTİM ETKİLİLİĞİNİN EN ÖNEMLİ FAKTÖRLERİNDEN

Özel Eğitimciler Derneği Genel Başkanı Ercan Karaca: “Aileler eğitim süreçlerinde devamlılığa özen göstermeliler, öğretmen ve kurumla işbirliği içinde olmalılar. Uygulanan eğitimin niteliğini sorgulayan, haklar temelinde aktivist olmalılar,” diyor.

Ercan Bey, Özel Eğitimciler Derneği (ÖZDER) Genel Başkanı olarak sizi biraz tanıyabilir miyiz?

1990 yılı Anadolu Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü’nden mezun oldum. Mesleğe ilk olarak Ankara Etlik’te bulunan Öğretilebilir Çocukları Koruma Derneği’nin Özel Eğitim Merkezi’nde başladım. 1991 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na atanarak İzmir Karşıyaka Öğretilebilir Çocuklar Okulu’nda, Konak İş Okulu’nda görev yaptım. 1996’da o dönemler Başbakanlığa bağlı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun açtığı Tülay Aktaş Zihinsel Engelliler Rehabilitasyon Merkezi’ne kurumlararası geçiş yaptım. 2001 yılında kamu görevinden istifa edip, halen görevimi sürdürdüğüm bir özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde yöneticilik yapmaya başladım. 2004 yılında İzmir’de kurulan Özel Eğitimciler Derneği kurucuları arasındayım.

Derneğinizin kuruluş hikâyesinden biraz bahsedebilir misiniz?

Özel Eğitimciler Derneği 20 Nisan 2004 tarihinde İzmir Karşıyaka’da bir gurup özel eğitim öğretmeninin girişimiyle kuruldu. Daha sonraki süreçlerde başka illerde görev yapan meslektaşlarımız da şubelerimizi açtılar. Ankara, Eskişehir, Gaziantep, Kocaeli, Denizli, Antalya, İstanbul, Manisa, Tokat, Bingöl, Diyarbakır, Bursa şubelerimiz ile daha yaygın bir meslek derneği haline geldik.

Dernek olarak faaliyet alanlarınız nelerdir?

Derneğimiz bir meslek derneği. Önceliğimiz meslek ve alan savunuculuğu, meslektaşlarımızın kamu ve özel kurum çalışma alanlarında özlük haklarını geliştirmek, korumak. Özel eğitim hizmetlerinin nitelik ve nicelik olarak gelişmesini desteklemek, alan çalışanlarının mesleki yeterliliklerini geliştirmek, meslek etiğinin korunmasını sağlamak gibi temel amaçlar doğrultusunda çalışmalar yapmak. Bunları gerçekleştirmek için meslek içi çalıştaylar, alanın uzman akademisyenleri ile seminerler, sempozyumlar yapmaktayız. Her yıl yapılan Ulusal Özel Eğitim Kongresi’nin bir üniversite ile birlikte partner kurumuyuz. Ayrıca Ulusal Özel Eğitim Öğrenci Kongresi’nin de düzenleyicileri arasındayız. Mezun meslektaşlarımız için “Kariyer Günleri” düzenlemekteyiz. Özlük hakları için ilgili kurumlara girişim ve hukuksal süreçlerimiz var.

Dernek çalışmalarınızdan biraz bahseder misiniz?

Dernek çalışmalarımızda genel olarak mesleki gelişim çalışmaları, farkındalık etkinlikleri ön planda. Farklı STK’ların özel eğitim alanı için düzenlenen kongre ve sempozyum gibi faaliyetlerinde destekleyici kurum olarak yer alıyoruz. Üniversitelerin özel eğitim bölümlerine alan dışı akademisyen ilanlarına karşı hassasiyet gösteren bir yanımız var tüm üyelerimizle. Bunun yanında farklı meslek elemanlarına kurslarla verilen özel eğitim öğretmenliği unvanı ya da mesleki yetkilere karşı da hassasiyet gösteren (üyemiz olsun olmasın) bir meslek tepkimiz var. Özel gereksinimli çocukların nitelikli özel eğitim ve destek özel eğitim almalarının da katı savunuculuğunu yapmaktayız.

Hangi şehirlerde etkin çalışmalarınız var?

Genel merkez olması itibarıyla İzmir öncelikli. Ancak iyi organize olmuş ve özel eğitim hizmetlerinin potansiyel olarak gelişmiş olduğu illerdeki şubelerimiz ki Eskişehir, Ankara, İstanbul, Antalya, Denizli, Diyarbakır, Denizli şubelerimiz daha aktifler. Bazen şöyle sıkıntılarımız oluyor; şube kuran, liderlik yapan meslektaşlarımız bir süre sonra başka illere atanınca yerlerine aynı aktivitede yönetim oluşturmak zorlaşıyor. Bu da faaliyetlerimizi olumsuz etkileyen bir durum.

Özel eğitiminde meslek tanımı konusunda bir kafa karışıklığı olduğunu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle düşünüyoruz. Biz özel eğitim öğretmenliğini bir bilim alanı olarak görüyoruz. Özel eğitim öğretmeni; üniversitelerin dört yıllık özel eğitim bölümlerini bilinçle tercih etmiş, tüm teorik ve uygulama süreçlerini başarıyla tamamlayarak özel eğitim öğretmeni diploması almış olan meslek elemanıdır. Alanda ihtiyaçtan kaynaklanan başka meslek guruplarına verilen sertifikalar ve kurslar özel eğitim öğretmeni olma koşulları değildir. Meslek unvanını üniversiteler verir. Her meslek branşının aynı duyarlılıkta olduğunu düşünüyorum. Geçmişte “Zihin Engelliler Öğretmenliği Sertifika Programları” şimdiki “Uzman Öğretici Kursları” bir özel eğitim öğretmeni yetiştirme programları değildir. Son zamanlarda gittikçe uzmanlaşma alanı olarak uygulanan UDA ya da Öğrenme Güçlüğü Yöntemlerini içeren sertifikalar da bir özel eğitim öğretmeni yetiştirme uygulamaları değildir. Alan multidisipliner bir hizmet gereksinimindedir. Özel gereksinimli çocuklarla çalışma alanı meslek gurupları kendi mesleki unvanları ve mesleki yeterlilikleri içerisinde alanda yer almalıdır.

Özel eğitimde meslek etiğinin yaygınlaştırılması ve kurumlar arası işbirliğini sağlamak için nasıl çalışmalar yürütülmeli?

Özel eğitim bölümlerinde meslek etiği bir ders olarak veriliyor. Bunun yanında Akademide Etik Derneği (AKETDER) ile Özel Eğitimciler Derneği’nin (ÖZDER) birlikte yaptıkları çalışma özel eğitim öğretmenleri İçin etik ilkeler kılavuzu adıy la Vize Yayıncılık tarafında kitaplaştırılmıştır. Anadolu Üniversitesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı ve Derneğimiz Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Prof. Dr. Sezgin Vuran hocamız ve AKETDER Başkanı Sayın Fahri Apaydın liderliklerinde kurulan farklı üniversitelerden akademisyenlerle çalışma ekibi oluşturulmuş ve dürüstlük, tarafsızlık, duyarlık ve saygı, gizlilik, hak ve ayrımcılıkları savunma, ihmal ve istismarı önleme, çıkar elde etmekten kaçınma, meslek itibarı, mesleki yeterlilik, etkili öğretim yapma, araştırmacı sorumluluğu, işbirliği ve etkili iletişim, sosyal sorumluluk gibi mesleki etik kodları oluşturulmuştur. Kitap derneğimizce de isteyen gönderilmektedir.

Özel eğitimde kuram ve uygulama arasında nasıl bir boşluk var? Bu boşluğu gidermek için neler yapılabilir?

Özel eğitim öğretmenliği bölümleri için uygulama çok önemli bir süreçtir. Kuram ve uygulama bütünlüğü içerisinde uzman bir akademisyen yönetiminde yapılacak olan mesleki çalışmalar iyi özel eğitim öğretmeni yetiştirmenin en önemli tarafıdır. Ülkemizde kamusal özel eğitim kurumları ve özel özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin yaygınlaşması ile uygulama alanları da genişlemiştir. Zaten köklü özel eğitim bölümü olan üniversitelerin araştırma ve uygulama merkezleri de bilimsel dayanaklı yöntemlerin uygulandığı çok değerli birimlerdir. Uygulama süresi ve uygulama sürecini takip edecek uzman akademisyen özel eğitim öğretmenliği mesleğinin olmazsa olmazıdır. Özel eğitim öğretmenliği bölümleri arasında yaşanan nitelik ve nicelik açısından akademik personel farklılıkları ve uygulama alanlarındaki sınırlılıklar nitelikli öğretmen yetiştirmede önemli bir sorundur.

Toplum özel gereksinimli bireyler konusunda ne kadar bilgi sahibi?

Toplumumuzda çok işlevsel ve dinamik faaliyet gösteren özel gereksinimli bireylere yönelik kurulmuş STK’lar var.Bunun yanında Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı gibi büyük kamusal kurumların kurumsal hizmetleri, alana dair birimleri, üniversitelerin, araştırmacıların projeleri toplumu özel gereksinimli bireyler konusunda bilgi sahibi olmalarını sağlamıştır. Yaygın kullanılan sosyal medya ve televizyon ve basının belirli günlerdeki yayınları bilgilenme ve bilinçlenme açısından bir zenginlik oluşturmaktadır. Engellilik Hukuku konusunda baroların birimleri ve özellikle bu alanda uzmanlaşmış hukukçularımız vardır. Ancak basında ya da yaşamın işleyişinde özel gereksinimli bireylere yönelik negatif tutum davranış ve uygulamalar görmekteyiz. Okul kayıtlarında, işe alımlarda, istismar olaylarında üzerinde ciddi düşünülmesi, tedbir alınması ya da hukuksal işlem yapılması gereken durumlarla karşılaşıyoruz. Dileğimiz çağdaş toplum olmanın en önemli ölçütlerinden olan adil şartlar oluşturmak ve içselleştirmek. Bu yolda çok mesafe kat ettik, daha aşacağımız yollar var.

Özel eğitim alanı dinamik, her gün yeni bilgiler ile zenginleşen bir alan. Bu alanda çalışacak eğitimcilerin bilgilerini güncel tutmaları için nasıl tavsiyeleriniz olur?

Gerçekten de özel eğitim alanı dinamik bir hizmet alanı. Tıbbi ilerlemeler, teknolojik gelişmeler paralelinde özel eğitim alanı da mesleki donanımı zorunlu kılıyor. Ülkemizde çok değerli alan bilim insanları var. Dünya genelinde de yapılan araştırmalar, yayınlar, metotlar dinamik bir meslek elemanı olmayı gerektiriyor. Meslek etik ilkeleri içerisinde bilimsel uygulamalar, insancıl yaklaşım, profesyonellik özel gereksinimli çocuklarla çalışan meslek grubu ile işbirliğini içselleştirmiş meslek elemanlarına ihtiyacımız var. Bu niteliği oluşturabilecek bilgi ve uygulama alanlarımız da var. Yeter ki, mesleki gelişim için istekli olalım. Özel Eğitimciler Derneği, kuruluşundan bu yana bu amaç için çok değerli çalışmalar içerisinde olmuştur. Olmaya da devam edecektir ve bu amaca hizmet edecek olan tüm kurumlar ve kuruluşlarla ve işbirliği yapmaya her zaman açıktır. Alan çalışanlarına en önemli tavsiyem sürekli gelişim içinde olmaları ve oluşan fırsatları değerlendirmeleridir. Bunu uygulamaya aktarmaları, paylaşmalarıdır.

Son olarak, bu röportajımızı okuyacak ailelere ve eğitimcilere ne söylemek istersiniz?

Aileler, özel eğitim etkililiğinin en önemli faktörlerinden birisi. Günün büyük zaman dilimini çocukları ile geçiren aileler, anne –baba, abla, ağabey rollerinin yanı sıra özel gereksinimli aile fertlerinin tanısal özellikleri, yaklaşım biçimleri, beceri ve davranış kazandırma gibi konularda mutlaka bilgi sahibi olmalılar. Eğitim süreçlerinde devamlılığa özen göstermeliler, öğretmen ve kurumla işbirliği içinde olmalılar.

Uygulanan eğitimin niteliğini sorgulayan, haklar temelinde aktivist olmalılar.

Alanda görev yapan meslek elemanları yaptıkları işin bilincinde, meslek etiği kuralları içerisinde özel gereksinimli bireyin tüm potansiyelini geliştirme amacında, inancında olmalılar. Bireyin öğrenebileceği metotları uygulayan, başarılı olma azminde, her koşulda motivasyonunu yitirmeyen azimli bir öğreticilik karakteri sergilemelerini, aile ve diğer meslek elemanları ile nitelikli bir işbirliği içinde olmaları gerektiğini belirtmek isterim. Bu değerli röportaj için teşekkür ederim.