Çocuklarda gelişim bozukluğunun belirtileri

gelisimsel-problemlerOtizm, yaşamın ilk 3 yılı içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden sosyal etkileşim, sözel ve sözel olmayan iletişimde problemler, tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren karmaşık gelişimsel bir bozukluktur.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Şebnem Altınlı, otizmin günümüzde her 68 çocuktan birini etkilediğini ve bu durumu ailelerin kabul etmek istemediğini belirtti. Dr. Altınlı, günümüzde yaygın olarak rastlanan ve pek çok ailenin hayatının alt üst eden bu bozukluğun belirtileri ile ilgili bilgiler verdi.
Dr. Altınlı, günümüzde yaygın olarak rastlanan ve pek çok ailenin hayatının alt üst eden bu bozukluğun belirtileri şu şekilde özetledi:
Diğer çocuklarla ilişki kurmakta zorluk,
Her şeyin aynı olmasını istemek,
Rutin yaşama bağlılık,
Değişikliklere aşırı tepki vermek,
Uygunsuz ve sebepsiz gülmek ve ağlamak,
Aşırı hareketlilik veya aşırı hareketsizlik,
Tehlikeye karşı duyarsızlık,
Göz temasının çok az ya da hiç olmaması,
Sürekli aynı oyunları oynamak,
Acıya karşı duyarsızlık,
Yalnız kalmayı tercih etmek, ihtiyaçlarını belirtmekte zorlanmak, konuşma yerine hareketlerle ihtiyaçlarını belirtmeye çalışmak,
Kucağa alınmaktan ya da sevilmekten hoşlanmamak,
Seslere karşı aşırı duyarlılık ya da aşırı duyarsızlık göstermek,
Objelere gereksiz yere bağlanmak, bir sebep olmadan strese girmek, üzüntü duymak.
OTİZMİN TEK TEDAVİSİ EĞİTİMDİR
Otizmin bugün için bilinen tek tedavisi eğitimdir. Otizmde, özel eğitimin amacı, çocuğun ihtiyaçlarına yönelik olarak planlanmış programlarla çocuğun gelişimsel olarak mümkün olduğunca akranları düzeyine ulaşmasını sağlamaktır.
Otizmin tedavisinde eğitimin en bilinir ve tek yöntem olduğunu söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şebnem Altınlı, erken tanı konulan olgularda yoğun eğitim alan çocukların gösterdiği semptomlarda olumlu yönde belirgin değişiklikler olduğunu ve % 70 varan düzelmelerin olabileceğini belirtti. Dr. Altınlı, “erken tanı konulmasında özellikle ailenin ve pediatristlerin rolü önemlidir.
Bu nedenle ailenin ve hekimlerin farkındalığının arttırılması, rutin çocuk muayenelerinde ilgili hekimin mutlaka çocuğun sosyal ilişkilerini değerlendirmesi ve gerektiği hallerde kesin tanı konulabilecek merkezlere sevkini sağlaması çok önemlidir.” dedi.