“Bir şeyler değişmeli!”
İkinci sınıfa başlayacak otizmli oğluyla kayıt için okula giden Pınar Hanım, yaşadıkları karşısında neye uğradığını şaşırdı. Oğlunu okula kaydetmek istemeyen müdüre karşı mücadele veren Pınar Hanım başından geçenleri ÖÇED’e anlattı.
Oğlunuz Can Leo ikinci sınıfa kaydını yaptırmak için gittiğiniz devlet okulunda neler yaşadınız?
Oğlunu ikinci sınıfa kaydettirmek için okula giden Pınar Hanım, yaşadıkları karşısında neye uğradığını şaşırdı. Oğlunu okula kaydetmek istemeyen müdüre karşı mücadele veren Pınar Hanım yaşadıklarını ÖÇED’e anlattı.
Oğlunuz Can Leo ikinci sınıfa kaydını yaptırmak için gittiğiniz devlet okulunda neler yaşadınız?
Okul müdür yardımcısı karşıladı bizi. Önce çocuğumuza bir tabak dolusu çikolata uzattı, biz hemen tip 1 diyabeti olduğu için müdahale edip “Aman Hocam…” dedik. Tepki verdi “Bu ne biçim çocuk! Çikolata, şeker yemeyen çocuk mu olur? “diye. O zaman açıklamak durumunda kaldık çocuğumuzun özel durumunu.
Peki sonra ?
Sonra çocuğumuzla ilgili hiçbir fikri olmadan, ilk dakikada psikoloji doktorası yaptığını, bu konuda mütevazi olamayacağını, çocuğun okullarına uygun olmadığını, çocuğun kaynaştırma öğrencisi olmadığını söyledi.
Kaynaştırma kararını mı sorguladı yani ?
Keşke sadece sorgulasa. Rehberlik Araştırma Merkezi’ndeki yöneticilerinden eğitmenlerine her birinin vasıfsız, iş bilmez, lise mezunu insanlar olduğunu söyledi. Bir önceki okul müdürümüzü, rehberlik uzmanımızı ve tüm psikolog ve özel eğitimcilerimizi eleştirdi.
Özel eğitimciler, psikologlar hakkında da söylemleri oldu mu?
Evet, onlar bana yaranmak için, onları paramla tuttuğum için çocuğuma kaynaştırma kararı vermişler. Amaçları bana yaranmakmış.
Daha önceki okulunuzda öğretmenlerin oğlunuzla ilgili geri bildirimleri nasıldı?
Oğlumuz Bodrum’daki gittiği tüm okullarda çok sevildi, hem arkadaşları, hem de öğretmenleri tarafından. Patika Ana sınıfında Marie Paul, Fatinur, Kaan, tüm öğretmenler Can Leo’nun yıl sonu gösterisine gitmesi gerektiğini söyledi. Ben tedirgindim ama Can Leo performansıyla hepimizi gözyaşlarına boğdu. Bu çocuk arkadaşlarıyla sahneye, gösteriye çıktı. İlkokul 1’deki Şehit Serkan Göker öğretmeni ve Okul Müdürü Onur Durukan Can Leo’nun kaynaştırma öğrencisi olduğunu hep söylemişlerdi. Ama ben Milas RAM’daki Nermin Hanım ile özel eğitim alt sınıfında olsun ve gözlemleyelim istedim. Özel eğitim öğretmeni ile bire bir çalışsın, gölge öğretmeni ile de günde 2 saat kaynaştırma yapılsın dedik. Her iki kaynaktan da faydalansın.
Ama baktık ki Can Leo kaynaştırmada çok mutlu, uyumlu, arkadaşları tarafından seviliyor, sosyal ve duygusal anlamda inanılmaz gelişim gösterdi, Onur Hanım ve sınıf öğretmeni yeniden RAM’a yönlendirdi.
İstanbul’a Can Leo için taşındınız sanıyorum.
Sadece Can Leo için demek haksızlık olur. Ama evet Can Leo’nun özel eğitim ihtiyacı, İstanbul’da Özel Eğitim ve Konuşma Terapisi anlamında kaynakların daha fazla olması kararımızda çok büyük bir etkendi. Ama bir evlat daha var, Demir. Ve Bodrum’da çok mutluydu. Onun da istemesi önemliydi bizim için. O da Teknoloji ve İnsan Koleji’nden burs kazanınca, harekete geçtik.
Yeni okulda müdür yardımcısı büyük oğlunuzu ve Can Leo’yu ayrı okullara verme kararınızı nasıl karışladı? Eleştirdi mi?
Evet, beni ayrımcılık yapmakla suçladı. O zaman ‘Bunu da özel okula ver!’ dedi Can’ı göstererek.
Kayıt sırasında yaşadığınız problemler nelerdi? Size neler söylendi?
İki görüşme yapıldı kendisiyle. Gölge Mesut Hocamız da ailesiyle köklü bir değişiklik yapıp bizimle İstanbul’a taşındı. Bu büyük bir özveri ve sevgi. Bu kararını sorguladı. “Fahiş maaş verdiler herhalde sana ki Bodrum’daki düzenini bıraktın geldin! Bodrum bırakılır mı hiç?” diye sordu ve yine ekledi, “baya iyi para vermişlerdir!”
İlkinde ben vardım. Mesut Hoca da yanımdaydı. Ben bir kaç kez yükselince, hop deyince, mecburen oğlumun isim ve soyismini kaydetti. Ama ben genelde sessiz kaldım. Ne kadar ileri gideceğini çok merak ettim. Ama bu kadarını beklemiyordum.
Sizi patlatan ne oldu ?
Beni harekete geçiren, Mesut Hoca’nın eşi ve çocuklarıyla ve Can Leo ile birlikte gittikten sonra, oğlunu 1. Sınıfa kaydettirmek isteyen hocamıza Can Leo ile ilgili istismar ve hakaretlere devam etmesi oldu. Ve bunu çocukların yanında yapmış. Mesut hocamızın eşi yumuşacık uyarmış, Hocam bizi korkutuyorsunuz ürkütüyorsunuz demiş.
Çocuğumun Glokagon iğnesini buzdolabına koymayı reddetmiş. Böyle bir sorumluluk alamam demiş. Ve yine eklemiş, “hayırdır Hocam sana 25-30 bin mi veriyorlar, ne cesaret çocuğa insülin yapıyorsun?” diye sormuş. Neşe Hanım ağlayarak odayı terk etmiş.
Bu olaylardan sonra ne yaptınız? Şikayetçi oldunuz mu?
Bende film koptu. Çocuklarımın ilkokula kayıt gününü travmaya dönüştüren, kendisine ‘eğitimci’, kendisinden başka herkese ‘şarlatan’ diyen bu adamın istismar ve şiddetine sessiz kalamazdım. Hemen bir şikayet dilekçesi yazdım. Sabaha kadar uyumadım elbette. Oğlumun baş ucunda ağladım, ve ona bir söz verdim.
Sabah 7’de dilekçemi tüm eğitimci dostlarımla, ÖÇED Kurucusu ve yöneticileriyle, psikoloğumuz ve özel eğitimcimiz Sezgin Kartal ve Garen’imizin annesi Parin Yakupyan ile, duyarlı anne baba dostlarımla, Can Leo’nun tüm eğitmenleriyle, Demir’in eğitmenleriyle, TİNK Koleji okul sahibesi ve değerli dostum Zeynep Dereli ile paylaştım.
Yetkili merciler durma hızlı müdahale etti mi? Müfettiş gönderildi mi?
Değerli sanatçı kardeşimiz, Ceyda Düvenci, özel eğitim konusunda çok hassas. Ve Milli Eğitim Bakanımız’la dirsek teması halinde. Yine Ozan’ımızın annesi Sedef Erken İl Milli Eğitim Müdürümüz ile çocuklarımız için daha iyisini nasıl yaparızı sürekli araştırıyor ve çalışmalar yapıyorlar. Sağ olsunlar, hepsi inanılmaz duyarlı davrandılar. Ben daha dilekçemi ilçeye vermeden İl Milli Eğitim Müdürümüz benimle iletişime geçti ve özel eğitimde uzman bir müfettişi yönlendirdi. Dört saat ifade verdik her birimiz. Hepimiz derinden üzgündük. Hukuk danışmanlığı da aldık. Kesinlikle çocuklarımıza ve bize uğrattığı istismardan ötürü yasal işlem başlatacağız.
Bundan sonra neler olmasını bekliyorsunuz ya da umut ediyorsunuz?
Kamuoyuna bu olayın yansımasını istedik. Can Leo’nun ismini, resmini paylaşmaya emin misin diye sordu bir kaç dostum. Elbette dedim. Can 1 tane. Ama benzer duruma maruz kalmış Canlar 1000’lerce. Çocuklarımızın ebeveynleri bilgilensin. Yasal haklarını bilsinler. Bir çocuğun okuma hakkı, en doğal hakkı elinden alınamaz. Okullarımızda ‘maganda’ zihniyetli, cahil, hadsiz, gücü yanlış yere kullanan yöneticiler bu sistemde var olamaz. Ben bu özel çocuklar için elimden ne gelirse yapacağım. Bodrum’da çok sevdiğim bir dostumla, onun da oğlu Can ve atipik otizmli. Bir okul kurmayı planladık. Canlar Çifliği kurulacaktı. Kıymetlim Zeren Hanımcığım ilk etapta çok üzüldü İstanbul’a yerleşme kararımıza. Geç kalınmış hissetti. Ama ben kendisine de söyledim, “İstanbul’un Bodrum’daki planlarımız ve hayallerimiz için bize büyük gücü ve katkısı olacak!” Şimdi içimdeki İstanbul’a taşınma kararının gücünü daha iyi anlıyorum.
Bir şeyler değişmeli. Toplumun bu çocuklara bakış açısı, eğitimcilerin bu çocuklara tutumu temelden değişmeli. Eğitimciler doğru bilgilendirilmeli. Anne babalara destek arttırılmalı. Bu çocuklar ‘engelli’ değil! Hasta değil! Zararlı pislik gibi davranılamaz onlara. Buna müsaade etmem. Etimle, kanımla, canımla mücadele ederim ama onların ezilmesine, ötekileştirilmesine, ayrıştırılmasına, dışlanmasına izin vermem!
Benim evladım ve tüm otizmli çocukların, beyinleri çok güçlü! Beyinleri farklı ve özel çalışıyor. Doğru eğitim aldıklarında her şeyi ama her şeyi başarabilirler. Bunun yaşayan örneği olsun çocuklarımız diye elimizden gelen her şeyi yapacağız.