ÖZEL EĞİTİMDE EŞLEMENİN ÖNEMİ
Özel eğitimde en sık çalışılan becerilerden biri de eşleme. Peki, bu beceriyi çalışmak neden önemli? ABA Program Koordinatörü Aile Danışmanı / Psikolog İsmail Bıyıklı anlattı.
Eşleme Becerisi Nedir?
Temel eşleme becerisi; birbirinin aynısı ya da birbirine benzeyen nesnelerin bir araya getirilmesini temsil etmektedir. Bu temel beceri edinildiğinde yani bir arabayla bir arabanın eşlenmesi sağlandığında eşleme becerisi edinilmiş olmaz. Eşlemenin sadece bundan ibaret olduğu sanılmakta ve çocuk bu aşamaya geldiğinde beceri sonlandırılmaktadır. Böyle bir durum gerçekleştirildiğinde çocuğun diğer gelişim alanlarında yer alan bölümlerde belli bir yere kadar gelişebilir.
Eşlemenin temelini edinmiş bir çocukla, iki aynı desenin eşleştirilmesi, ismi verildiğinde isimle görseli eleştirmesi, obje sayısı ile yazılı sayının eşleştirilmesi, özdeş olmayan nesnelerin eşleştirilmesi, ilişkili nesnelerin eşleştirilmesi, gruplama ve sınıflama yapması gibi çeşitli basamaklar halinde ilerlenmelidir. Bu saydığım basamakların hepsini edinmiş bir çocuk eşleme becerisini tamamlamış sayılabilecektir.
Eşleme Becerisi Neden Önemlidir?
Her gelişim alanı birbiriyle iç içe ilerlemektedir. Eşleme becerisinde bir yerde takılı kalmış bir çocuk, diğer becerilerde sadece belirli bir alana kadar ilerleyebilir. Edinemediği bu eşleme becerisi, konuşmasından tutunda taklit becerisine kadar önüne bir engel olarak çıkacaktır. Önemli olmasının en büyük bir sebebi diğer gelişim basamaklarının önüne geçecek olmasıdır.
Eşleme ve gruplama becerisi aynı zamanda matematik öğreniminin ön koşulu sayılmaktadır. Eşleme ve gruplama becerilerine sahip olmayan çocuklar matematik becerilerinin edinmekte zorluk yaşarlar.
Eşleme aynı zamanda gruplama ve sınıflama alanının da ön koşulları arasında yer alır. Eşleme becerisine sahip olmayan çocuklar, gruplama yapamazlar. Hayvanların, bitkilerin, meyvelerin, sayıların bir sınıfa ait olmalarını öğrenebilmeleri için öncelikle eşleme becerilerine sahip olmaları gerekmektedir.
Eşlemenin bir diğer önemli özelliği ise ayırt etme ve dikkatini yöneltme becerisini edinmesini sağlamasıdır. Ayırt etme becerisi, gelişim geriliği ve otizm belirtilerine sahip çocuklarda bazı durumlarda yetersiz kalabilir. Eşleme becerisi edindiklerinde bu yetersiz kalan durumun desteklenmesi sağla-
nacaktır.
Son olarak ise uyaran kontrolü ve yönerge açısından öneminden bahsedebilir. Eşleme becerisini edinmiş her çocuk uyaran kontrolü açısından daha sağlıklı bir gelişim süreci içinde yer alabilir.
Eşleme Becerisi Evde Nasıl Desteklenebilir?
Her beceri kazanımı için öncelikle ortamı ve nesneleri uygun hale getirmek zorundayız. Çalışma içerisinde yer alacak nesneler dikkat dağıtacak veya takıntıya yol açacak nesneler olmamalıdır. Dikkat dağıtacak koku, renk ve şekillerden oluşmamalıdır. Keskin kenarlı ve sivri köşeleri olmamalıdır. Son olarak tutması zor ve küçük nesneler kullanılmalıdır.
Ortamı ve nesneleri hazır bulundurduğumuzda aşağıdaki aşamaları izleyerek eşleme becerisi edinimini evde destekleyebilirsiniz:
- Aşama – 3 Boyutlu Nesneler:
Öncelikle üç boyutlu yani gerçek nesneler kullanarak çalışmaya başlamalıyız. Bu gerçek nesneleri de kolaydan zora olacak şekilde çalışmamız gerekmektedir. Günlük hayatta karşılaştığı ve çift olarak kullanabileceğiniz nesneler seçmelisiniz. Çorap, terlik, eldiven ilk olarak kullanacağınız nesneler arasında bulunabilirler. Aynı zamanda iç içe geçen legolar, üst üste koyulabilecek tabaklar ve küpler de ilk aşamalar için oldukça uygun nesnelerdir.
Bu beceriyi edinmiş çocuklarla, nesne ayırt etmeksizin eşleme çalışılarak genellemesi sağlanmalıdır.
- Aşama – Kartlar:
- Aşamayı tamamlayan çocuklarla sevdiği oyuncaklarının resimlerini çift olarak çıktı alarak 2.aşamaya geçebilirsiniz. Çocuğun önüne bir eşleyeceği nesnenin resmini bir de her hangi bir resmi koyarak “eşle” yönergesi verebilirsiniz. Yapamadığı zamanlar çeşitli ipuçlarıyla ona yardımcı olmaya çalışın. 2 kart arasından eşleyebilen bir çocukla kart sayılarını arttırarak çalışmalara devam edebilirsiniz. 3 kart arasından eşleme, 4 kart arasından eşleme…
- Aşama – Kartlar:
- aşamayı tamamlayan bir çocukla benzer resimler varken eşlemesini isteyebiliriz. 6 farklı araba içinden sizin elinizdeki arabanın aynısı eşlemesini isteyebilirsiniz. Aynı şekilde bir sürü şekil kartı varken, sizin elinizdeki şeklin aynısını bulmasını söyleyebilirsiniz.
- Aşama – İlişkilendirerek Eşleme:
Buradaki hedef, bir şeyin başka bir şeyle ilişkisinin saptanmasıdır. Örneğin; masada araba, bardak ve yatak kartlarını koyun. Elinize bir süt kartı alın ve “eşle” yönergesi verin. Bardak ile sütün ilişkisini kurmasını bekleyin ve yapamıyorsa çeşitli ipuçları ile destekleyin.
- Aşama – Gruplama:
Son olarak araba kartları, hayvan kartları ve meyve kartlarına sahip olduğunuzu varsayalım. Çocuğunuza “grupla” yönergesini verin ve her sınıfa ait olan nesneyi kendi sınıfının yanına koymasını bekleyin. Yapamazsa çeşitli ipuçlarıyla destekleyin.
Her zorlandığı beceri içerisinde çeşitli pekiştireç kullanımlarını ihmal etmeyin ve bu çalışmaların bir uzman tarafından programlanması gerektiğini de unutmayın.
Taklit, eşleme, alıcı dil becerileri olmadan konuşma becerisinin gelişimi mümkün mü?
Elbette hayır. Bu saydıklarınızın dışında bir sürü gelişim alanı söz konusu. Hep söylediğim gibi her alan birbiriyle ilişki içinde ilerlemek zorunda. Bunları edinmeyen bir çocuk konuşabilir belki fakat konuşması bir yere kadar ilerleyebilecektir. Her gelişim alanında çeşitli önkoşullar olduğu gibi konuşma becerisinin de çeşitli ön koşulları vardır. En büyük ön koşul da, diğer gelişim alanlarında aynı seviyeye ait bir gelişim performansı sergilemesidir.
Aynı zamanda aileler çeşitli sözsüz iletişim yollarının konuşma becerisine ait olmadığını düşünürler. Fakat sözsüz iletişim becerilerine sahip olmayan çocuklar, sözlü iletişimde oldukça zorluk yaşarlar.
Konuşma becerisi üstünde bir takım açıklamalara yer vermek isterim. Konuşmaya başlamadan önce hepimiz birçok sözel olmayan beceri kazanırız. Bu beceriler çeşitli anlamsız seslerde olabilir, bir şeyi göstermek ya da itmekte olabilir hatta ağlamak ve ona yönelmek bile olabilir. Yapılan araştırmalara göre, diğer kişileri dinlemenin ve onlara yönelmenin de konuşma becerisinin büyük bir parçası olduğu görülmüştür. Sıra almak, sıra beklemek, bir şey vermek gibi çeşitli davranışlarda konuşma alanın içerisinde yer almaktadır. Bu becerileri edinebilmek ise çeşitli eşleme, taklit, dinleme gibi becerilere sahip olmayı gerektirir.
Bunlardan daha da önemlisi, hepimiz konuşmayı öğrenmeden önce iletişimin birçok amacının olduğunun farkına varıyoruz. Geniş bir alana yayılan sosyal, duygusal ve çok pratik bir yol olduğunu deneyimliyoruz ve en sonunda iletişimin bizim ihtiyaçlarımızı karşıladığımızı görüp, konuşmaya başlıyoruz. Bu dönemdeki çeşitli deneyimler ise değişik ve zengin bir iletişimin temelini oluşturuyor.
Büyük yaşta konuşma zorluğu çeken bir çocuk ol-
duğunu düşünelim, bu çocukta ilk bakılması gereken durum konuşma öncesi dönemde eksik kalan beceri alanları olmalıdır yani aslında sorunuzda yer alan gelişim alanlarının edinip edinmeği olmalıdır.
Son olarak konuşma öncesi dönemde çocuğun edinmesi gereken 5 önemli noktaya değinmek isterim.
1-Başkalarına yönelmeyi öğrenmek.
2-Karşılık vermeyi öğrenmek.
3-Oyun oynamayı öğrenmek.
4-Taklit etmeyi öğrenmek.
5-Sıra almayı öğrenmek.
Bu saydığın 5 önemli noktayı edinemeyen bir çocuğun konuşma becerisi maalesef belli bir noktaya kadar ilerleyecektir.
Özel eğitim eşleme becerisinden mi ibaret?
Keşke özel eğitim tek bir beceri alanıyla tamamlanabilen bir süreç olsaydı. Fakat maalesef ki bu kadar kolay bir süreç içerisinde değil. Özel eğitim, hayattır. Hayatta neler oluyorsa özel eğitimde de hayatta var olan şeyler olur. Tuvalete gitmek, ağlamak, korkmak, konuşmak, eşlemek, okumak, yazmak, sevmek, koklamak, birkaç kişiyle aynı anda sohbet edebilmek… Gün içinde neler görüyorsanız hepsi özel eğitimin bir parçasıdır aslında.
Burada amaç özel eğitime ihtiyaç duyan bireyin günlük hayatta zorlandığı şeylerin edinebilmesini sağlamaktır. Eğer eşeleme becerisine sahip değilse, eşleme becerisi edinmesi sağlanmalıdır. Özel eğitime destek duyan bir bireyin çeşitli gelişimsel testlerden geçmesi gerekir. Bu gelişimsel testler sonucunda, alanında uzman bir eğitmen tarafından hazırlanan programla günlük hayatını kolaylaştıracak şekilde ilerlemesi sağlanmalıdır. Yanlış oluşturulan bir program yani sadece eşleme becerisi çalışılması diyelim, bireyin hayatına bir katkı sağlamayacaktır. Özel eğitim alan birey için kullanılan program bireyin günlük yaşantısına katkı sağlayabilecek çalışmalardan oluşmalıdır.