Nazire KOÇ: “Aslında kızımızı müziğe yönlendirmedik, o bize müzik yapmak istediğini gösterdi.”

Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Nazire Koç 1982 Afyonkarahisar doğumluyum evliyim, ev hanımıyım.18 yaşında az gören bir mucizenin annesiyim. Ali Çetinkaya Kız Teknik ve Meslek Lisesi hazır giyim mezunuyum. Mezun olduktan sonra 2 yıl çalışma hayatım oldu. Evlendikten sonra eşimin görevi sebebiyle Mardin Nusaybin Edirne Keşan ve Uzunköprü’de yaşadık yaklaşık 13 yıldır da Ankara’da yaşıyorum.

 Kızınızın görmediğini ilk öğrendiğinizde neler hissettiniz?

40 günlük iken Şevval’in görmediğini öğrendik. Sağlıklı bir hamilelik geçirmiştim. Her şey normal görünüyordu ama bir terslik olduğunu hissetmiştim. Kızım emerken benimle hiç göz teması kurmuyordu. Çocuk doktorumuz muayenesi sonucunda bizi göz doktoruna yönlendirdi. Doktor görme sinirlerinin anne karnında gelişmediğini ancak ışık algısının var olduğunu söylemişti. Tıbben optik atrofi+nistagmus teşhisi konuldu ve tedavisini olmadığı söylendi.

     

Öğrendikten sonra nasıl bir yol izlediniz?

O gün kendimi çok çaresiz hissetmiştim. Rahatsızlığının tedavisinin olmadığını öğrenmiştik tek tedavi eğitimde ve biz de hemen eğitimlere başladık var olan ışık algısını geliştirmek için ışıklı renkli sesli oyuncaklar aldık el feneri ile karanlıkta ışık takibi yaptırarak göz egzersizlerine başlamıştık.

Görme Engelli mi denilmesini tercih ediyorsunuz? Yoksa farklı bir ifade mi?

Kızımın az görmesi olduğu için görme engelli ifadesinden çok az gören ifadesinin kullanılmasını tercih ediyoruz.

Kızınızın durumundaki gençlerin karşılaştıkları zorluklar neler oluyor? Bir anne olarak kızınıza akranları ile eşit imkanlar sunarken en çok hangi noktalarda zorlanıyorsunuz?

Az önce de bahsettiğim gibi Şevval az gören olduğu için ne total görme engelli ne de normal gelişim gösteren bireylere sunulan imkanlardan yararlanabildi.

Bunu en çok eğitim hayatında hissettik Total görme engelliler brail kitaplardan normal gelişim gösteren öğrenciler gören yazılı kaynaklardan yararlanırken bizim her zaman büyük puntolu kitaplara veya normal kitapların yanında yazıları büyütmemiz için yardımcı materyallere ihtiyacımız oldu. Büyüteç, telefon, tablet kamerası gibi şeyler kullandık. Örneğin ilkokulda kalın çizgili özel defterler ve büyük puntolu kitaplar bastırdık.  Ortaokul ve lisede teknolojiden yararlandık.

Bir anne olarak en çok zorlandığım nokta eğitim hayatında oldu. Eğitim çağı başladığında ilk olarak okula kabul edilmemekle başlayan hikayemiz eğitim hayatında görmezden gelme akran zorbalığı gibi zor zamanlar geçirmemize neden oldu.

Şevval’e akranları ile birlikte hiçbir zaman eşit imkanlar sunulmadı. Öğrencilere bir görev dağılımı yapıldığında Şevval hep yok sayıldı. Yapabileceği görevler bile yapamaz, göremez, gidemez düşüncesi ile verilmedi. Bu nedenle Şevval’in okulda var olabilmesi fark edilebilmesi için öğretmenleriyle sürekli iletişim halindeydim hatta bu sebeple eğitim hayatı boyunca okul aile birliğinde görev alarak her zaman okulda kızımın yanında oldum.

Bildiğim kadarıyla kızınız güzel sanatlar lisesinde okuyor. Okula gider gelirken ya da okuldaki bağımsız yaşamında herhangi bir güçlükle karşılaşıyor mu?

Evet, Şevval bu yıl AGSL (Ankara Güzel Sanatlar lLisesi) müzik bölümünden mezunu oldu. Evimizin okula uzak olması ve gidiş geliş saatlerinde trafiğin yoğunluğu sebebiyle kızımı okula ben götürüp getirdim. Okulun ilk günlerinde merdivenlerin sınıfların tuvaletlerin ve diğer şeylerin yerlerini öğrendi. İlerleyen zamanlarda okula alıştı ve bağımsız hareket etmekte zorluk yaşamadı hatta bir gün okul çıkışı arkadaşları ile birlikte toplu taşıma kullanarak kendi başına eve geldi.

 Güzel sanatlar demişken… Kızınız Şevval çok başarılı bir müzisyen! Onu müziğe nasıl yönlendirdiniz?

Şevval 2-3 yaşlarındayken eline tarağı alıp şarkı söylerdi daha da sonra oyuncak davul ve gitar ile ritim tutmaya başladı. İlkokul çağında bir org aldık. Onunla kendi halinde müzik yapardı. Biz hala Şevval’in müziğe olan yeteneğini fark etmemiştik. Aslında biz onu müziğe yönlendirmedik, o bize müzik yapmak istediğini gösterdi. Müziğe gerçek anlamda başladığı enstrüman gitar oldu. 6 sınıftayken gitar çalmak istediğini söylemesinin ardından gitar kursuna başladı. Güzel sanatlar lisesine hazırlanırken piyano eğitimine başlamış oldu. Ankara Güzel Sanatlar Lisesi’ne girmesiyle müzik hayatına kanun ve bağlama ile devam etti.

Şevval yakın zamanda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile bir konser verdi değil mi?

Evet… Öncelikle orkestranızdan bahsetmek isterim. Bizim orkestra ekibimiz MGÜ tarafından çoğunluğu otizmli ve görme engelli (az gören) müzisyen gençlerimizin bir araya getirilmesiyle oluşturuldu. Gençlerimizin her biri farklı enstrümanlar çalıyor veya vokallik yapıyor. Ekim 2022’den beri çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çalışmalar sonucu her eğitim dönemi sonunda konserlerimiz oluyor. Uluslararası Engelsiz Müzik Festivali’nin birincisi MGÜ (Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi) tarafından Ankara’da düzenlendi. Bu festivalin kapanış konseri CSO Ada Ankara salonunda gerçekleşti konserde sözü ve bestesi kızıma ait olan Vazgeçmem adlı eseri de seslendirildi.

Şevval’in en büyük hayallerinden biri kendi bestelerinden birini orkestra eşliğinde seslendirebilmekti sahnede kızımı görmek  hayallerini gerçekleştirmesini izlemek o kadar güzeldi ki gurur duydum.

 Bundan on yedi yıl önce, bebeğinizi ilk kucağınıza aldığınız ana dönsek… O zamanki kendinize ne söylemek isterdiniz?

Kızımın görme engelli olduğunu öğrendiğimde kendimi suçladım. Geçmişteki kendime suçlamalarımın haksız olduğunu söylerdim.

Çocuğunun görme engelli olduğunu yeni öğrenen annelere buradan ne söylemek istersiniz?

Öncelikle asla kendilerini suçlamasınlar. Bu durumu bir an önce kabullenip çocuğun eğitimine odaklansınlar. Kabullenmenin zor bir süreç olduğunu biliyorum. Eğitimlere geç başladığımızda belki de var olan bir ışığın yok olmasına sebep olabiliriz. Tünelin sonundaki ışığı görmek emek ve sabır ister. Çocuğunuzun yapamadıklarına değil yapabildiklerine odaklanın. Okuması yazması yürümesi biraz geç olur ama güzel olur bunu hiçbir zaman unutmayın. Kendinize iyi bakın sağlığınıza dikkat edin çünkü çocuğunuzun size ihtiyacı var Hayal kurmaktan ve çocuğunuza inanmaktan asla vazgeçmeyin.

Son olarak… Görme engellilere karşı toplumda sizi rahatsız eden “lütfen bu şekilde davranmayın” diyeceğiniz neler var?

Aslında toplumda birçok rahatsız edici özellik var. Görme engellilere ihtiyaçları sorulmadan yardım edilmesi, görme engelli bir bireye sorulacak sorunun sanki o yokmuşçasına yanındaki kişilere sorulması, araçların özensizce kaldırımlardaki sarı şeritlerin üzerine park etmesi, engelli bireye gözünü ayırmadan bakılması… “Hiç mi görmüyor? Aslında toplumda birçok rahatsız edici özellik var görme engellilere ihtiyaçları sorulmadan yardım edilmesi, görme engelli bir bireye sorulacak sorunun sanki o yokmuşçasına yanındaki kişilere sorulması,araçların özensizce kaldırımlardaki sarı şeritlerin üzerine park etmesi, engelli bireye gözünü ayırmadan bakılması,Hiç mi görmüyor, Doktora götürdünüz mü? Vah tühhh yazıkkkk” gibi acıma duygusu ile söylenen sözler.

Lütfen yapmayın! Bu şekilde davranmayın! Farklılıklara saygı gösterin ve çocuklarımızı ayrıştırmayın. Bizler zaten anne baba olarak evlatlarımız için en iyi en güzel olanı yapmaya çalışıyoruz.