MÜZİĞİN DİLİ…

Müzik öğretmeni Alev AKSOY ve otizmli oğlu Alp, birlikte verdikleri konserlerde dinleyenleri kendilerine hayran bırakıyorlar. Oğluyla yaptıkları çalışmaları ve bu noktaya nasıl vardıklarını anne Alev AKSOY ile konuştuk.

Öncelikle hikayenizin en başına gidersek… Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ben Alev Aksoy, 45 yaşındayım. Mesleğim müzik öğretmenliği. Oğlum 16 yaşında. Bir de kızım var o da 8 yaşında.

Nasıl bir hamilelikti?

Oğlumun doğumu gayet normaldi. Sorun yaşamadım. 29 yaşında anne oldum.

Oğlunuz Alp’in otizmli olabileceğinden ne zaman şüphelendiniz?

Alp’in otizmli olduğunu 2 yaşında anladık.  Ama öğretmen olduğum için Alp’te bir farklılık  anlıyordum. Fakat ne olduğunu anlamıyordum. Mesela 2 yaşındaydı ama ‘Su ver’ yerine ‘Su içiceni’ diyordu. Bunun gibi otizmin bütün özelliklerini gösteriyordu. İsmine dönüp bakmamak vb… Takıntılı hareketler vardı. Atipik otizmde olan özellikler vardı. İlginç olan değişik şeyleri ezberliyor ama ‘merhaba’ bile diyemiyordu. Farkındalığı yoktu.

İlk şüphelerinizden sonra ne yaptınız?

2 yaşında bir gün bir kutuyu görüp bu eşkenar dörtgen dedi. O anda artık garip bir durum olduğunu iyice anladım. Çocuk kimseye bakmıyor, komut dinlemiyordu. Ama marka ezberleyip eşkenar dörtgen diyordu. Otizmi okudum ve ağlayarak benim oğlum otizmli diye düşündüm ve çocuk doktorumuz da “Ben de uzun zamandır şüpheleniyorum,” deyince hemen bir çocuk psikoloğu sonra da psikiyatriste başladık.

Tanıdan sonra…

Psikiyatrist bizi hemen kreşe ve özel eğitime başlattı. İlk 5 yılım çok zorlu geçti. Özel eğitim, kreş, insanların zorluğu… Etiketlemesi… Çok zordu. Biz eşimle bu sorunu kabul edip hemen eğitime başladık. Bu süreçte en zor olan diğer insanlar.

Özel eğitime ne zaman başladınız? Özel eğitim oğlunuzun gelişimini nasıl etkiledi?

2 buçuk yaşında başladık. Özel eğitimin çok faydasını gördük. 10 yıl kadar devam ettik. Özel eğitimde hocalarımızın ve doktorumuzun her söylediğini uyguladık. Bu süreçte zor olan toplumda karşılaştığım insanlardı. Metro, otobüs gibi yerlerde insanlar çok acımasızdı ve farklılığa saygıları yoktu. Ama günümüzde herkes artık otizmi biliyor, insanlar anlayışlı.

Otizm tanısı aldığınızda neler hissetmiştiniz?

Otizm tanısı aldığımda her anne gibi suçlu hissettim. Ama ikinci çocuktan sonra anladım ki, bunun benimle veya başka biriyle ilgisi yok. Otizmli çocuk sahibi olanlara naçizane önerim sorunu kabul etsinler ve çocuklarını gittikleri her yere götürsünler. Kısacası ben “Oğlumu nasıl daha iyi yaparım?” sorusuna odaklandım ve her şeyi ona göre yaptım. Kendimi adadım resmen. Şimdi bu yüzden iyi bence. Özel eğitimle ve özellikle okulda yılmadan usanmadan Alp’in sosyalleşmesi için uğraştım.

Neler yaptınız sosyalleşmesi için?

Her gün parka götürüp çocuklarla kendim oynadım. Oğlumla oyun oynasınlar diye para bile verdiğimi, eve her gün çocukları topladığımı hatırlıyorum. Hem de yalnızca Alp çocukların farkında olsun diye. Hiç oynamıyordu. Anaokulda gölge öğretmen tuttum. İlkokulda ise kendim 1 yıl izin alıp gölge öğretmenlik yaptım. Bence kimse anne gibi olamaz.

Alp’i yeteneklerinin ortaya çıkması ve potansiyeli gerçekleştirmesi için nasıl desteklediniz?

Özel eğitim ve evde verilen ödevleri eksiksiz yaptık. Bunun yanında da okulda, özellikle de ilkokulda sıraya girmek, kantin, İstiklal Marşı ve mesela kapıyı çalarak girmesi gibi sınıf kurallarını öğrenmesi için çok çabaladım. Önce bilinçsiz, otomatik olarak sonra bilinçli öğrendi. Çok önemli bir şey daha var, ilkokuldan itibaren aynı sınıfta onu zorlayan, yönlendiren ama iyi kalpli bir kız arkadaş bulduk ona sıra arkadaşı olarak.  Daha sonra ortaokula da beraber devam ettiler. Bu arada hala arkadaşlar. Tabii bunlar için öğretmen olmamın etkisi büyük ama anneler de bu konulara azimle eğilirlerse bence başarırlar. Akademik yön değil de sosyalleşme yani sosyal zeka için çok uğraştık. Daha sonra orta 2’ye doğru yeteneğini anladım ve müziğe yönlendirdim. Her çocuk her şeyi farklı öğreniyor. Otizmli çocukların her biri de farklı öğreniyor. Alp de notaları biliyor ama ezberleyerek, parmakları ile ezberleyerek daha kolay çalıyor. Onun bir şeyi öğrenirken mutlu olmasına odaklandığım zaman her şey daha kolay. Mesela ona illa nota ile çalacaksın dersem bırakır.

Bence her çocuk farklı ve çocuklarımızın öğrenirken hangi farklı yöntemlerle öğrendiklerini bilmeliyiz. Bu şekilde öğrenme süreci de daha rahat olur. Biz böylelikle liseye geldik ve yine benim okuluma yakın güzel sanatlar lisesini kazandı. Ben de yakın olduğumdan ona destek olabiliyorum.

Bir de kızınız var. Farklı gelişen bir ağabeyi olması kızınızı nasıl etkiliyor? Ona otizmi nasıl anlatıyorsunuz?

Kızım 8 yaşında, abisinin farklı olması onu şaşırtıyor ama kabullendi. Onun iyi yönlerini görüyor bence. Şu ana kadar bir sıkıntı yaşamadık. Çünkü Alp harçlığı ile kardeşine hediye alan bir çocuk. Onu düşünen, onu seven bir çocuk. Kızım da bunu anlıyor. Hatta arkadaşlarına “Biliyor musun, benim abim otizmli ama abim evdeki en zeki kişi” diyor. “Otizm takıntı demek,” diyor. Yani birbirlerini seviyorlar.

Otizm için yoğun eğitim diyoruz ama bu ne kadar mümkün?

Otizm için yoğun eğitim gerekiyor evet ama artık sanırım devlette de var. Ama asıl eğitimi ailelerin vermesi gerekiyor bence. Yani özel eğitimci nasıl davranılması gerektiğini anlatıyorlar aileler de öyle davranıyor. Yalnızca çocuk değil, bence ailenin eğitimi önemli. Çünkü çocukla en çok ailesi zaman geçiriyor. Bir de bence özellikle anne çalışmalı ama yarı zamanlı çalışmalı. Ne tamamen otizmin içinde yıpranmalı ne de çocuğuna ilgisiz olacak kadar çalışmalı. Ben Alp’i öyle geliştirdiğimize inanıyorum. Tamamen kendi işimi bıraksaydım moral bulacak bir yerim olmazdı. Enerjim olmazdı.

Bir keresinde Alp’in lise sınıf arkadaşlarına da söyledim… “Alp’in iyi yapamadıklarına değil yapabildiklerine odaklanın yapmadıklarına yardımcı olun rica ediyorum,” dedim. “Mesela onun kulağı absolit kulak çok iyi duyuyor ama siz absolit değilsiniz değil mi? O da size neden her sesin notasını bilmiyorsunuz demiyor.”

Fakat ne yazık ki, diğer insanlar bardağın hep boş yerini görüyorlar.  Bu çocuklar da çok mücadele gerekiyor çok zorlu bir yol.

Oğlunuz ile birlikte de müzik çalışmalarınız oluyor. Ona müzik eğitimini siz mi verdiniz?

O kendi yönlendi, ben de yardımcı oldum. Oğlumla piyano çalışıyorum. Benimle batı müziği, okulda da Türk müziği çalışıyor. Çok mutlu okulda. Otizmli çocukların sevdiği bir alanda okula gitmesi çok önemli bence.

Alp nasıl bir delikanlı? Tanımayan birine onu nasıl tarif edersiniz?

Alp iyi bir genç. Davranış problemi pek yok, çok takıntısı var. Ama çok sevgi dolu bir çocuk. Gezmeyi çok sever. Müziği çok sever. Ne kadar müzik çalışırsak ve konser verirsek o kadar iyi oluyor davranışları. Konseri ve gösteriyi çok seviyor, çalışmak için motive oluyor