SİVİL KAFALAR’DAN HAK TEMELLİ KAPSAYICILIK HAMLESİ
Sivil Kafalar, alanında uzman üç ismin öncülüğünde, engelli bireylerin topluma tam ve etkin katılımı için sivil toplumu ve özel sektörü birlikte dönüştürmeyi hedefleyen yenilikçi bir girişim. Amaçları yalnızca bilgi aktarmak değil; birlikte düşünmek, üretmek ve yapısal değişim yaratmak. Yıllardır sahada ve strateji masalarında edindikleri deneyimle şimdi çözüm üretmek için bir araya gelen Özgür Konuk, İdil Seda Ak ve Av. Cansu Korkmaz ile Sivil Kafalar’ı konuştuk.
Sivil Kafalar’ı kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Sizi bu girişimi başlatmaya iten temel motivasyon neydi?
İdil Seda Ak: Sivil Kafalar, alanda karşılaştığımız somut ihtiyaçlardan doğdu. Hem özel sektörde hem de STK’larla çalışırken şunu fark ettik: Engelli hakları söz konusu olduğunda iyi niyet çoğu zaman bilgiden önce geliyor. Ancak sadece iyi niyet yetmiyor; hatta bu bazen bireylerin birçok alanda sistematik olarak dışlanmalarına bile sebep oluyor; bu nedenle yapısal bilgi, strateji ve sahayla bağlantı gerekiyor.
Özgür Konuk: İşte tam da bu noktada bu boşluğu doldurmak, hem kurumlara hem de bireylere kapsayıcı çözümler sunmak için yola çıktık. Hak temelli, kapsayıcı ve güçlü bir sivil toplum ve iş dünyası için bu görünmezliği aşmak motivasyonumuz oldu.
Cansu Korkmaz: Kişilere ve kurumlara hak temelli yaklaşımla kapsayıcılık ve topluma tam ve etkin katılımı hedeflemek için yola çıktık.
Farklı uzmanlık alanlarınız Sivil Kafalar’a nasıl katkı sağlıyor?
Özgür Konuk: Bizim bir ayağımız hak temelli savunuculukta, diğer ayağımız ise iletişim ve proje yönetiminde. Bu çok disiplinli bakış açısı sayesinde hem alanının hassasiyetlerini iyi biliyoruz hem de çözüm üretirken stratejik düşünebiliyoruz.
İdil Seda Ak: Ekip olarak da farklı alanlardan geliyoruz: hukuk, akademi, iletişim, erişilebilirlik, afet yönetimi, özel eğitim, çocuk hakları ve sosyal kapsayıcılık gibi farklı alanlarda çalışıyoruz. Bu da bizi hem analitik hem yaratıcı kılıyor. Bu çeşitlilik, engelli bireylerin eğitim, istihdam ve sosyal yaşama erişiminde bütüncül çözümler üretmemizi sağlıyor.
Türkiye’de sivil toplumun en büyük sorunları sizce nelerdir?
Cansu Korkmaz: Katılım mekanizmalarının yetersizliği, hak temelli yaklaşımın yeterince içselleştirilmemesi, kapasite eksikliği ve sürdürülebilirlik en ciddi sorunlar. Maddi kaynak eksikliği kadar insan kaynağı, stratejik planlama ve iş birlikleri konusunda da sıkıntılar yaşanıyor. Ayrıca, zaman zaman kamu kuruluşları ve özel sektörle iletişim kurmakta zorlanılıyor, bu da etkiyi sınırlıyor.
Özgür Konuk: Sivil toplum, dezavantajlı grupların ihtiyaçlarını anlamada ve bu ihtiyaçlara cevap üretmede ve dünyadaki gelişmeleri takip etmekte hâlâ sınırlı kalıyor.
İdil Seda Ak: Yaptığımız şeylerden birisi de işte doğru bağışçı (fon kuruluşu ya da şirket vb.) ile doğru sivil toplum kuruluşunu bir araya getirmek.
Sivil Kafalar ile alanda nasıl çözüm üretmeyi hedefliyorsunuz?
Özgür Konuk: Biz klasik danışmanlık anlayışının ötesine geçmek istiyoruz. Kurumlarla yapacağımız iş birliklerinde onlara sadece bilgi aktarmak değil, onlarla birlikte düşünmek, birlikte üretmek istiyoruz. Kurumlara özel yol haritaları çiziyor, geniş bir yelpazede destek sunuyoruz.
İdil Seda Ak: STK’lar ve özel sektör için kapsayıcılık sadece bir etik sorumluluk değil, aynı zamanda etki alanlarını genişletme yoludur. Engelli bireylerin karar alma süreçlerine katılımını sağlamak, faaliyet alanlarınızı erişilebilir kılmak ve temsil adaletini gözetmek bu sürecin temelidir. Biz bu dönüşümü hem teorik hem pratik adımlarla destekliyoruz.
Cansu Korkmaz: Aynı zamanda STK’lara ve şirketlere danışmanlık sağlayarak hak temelli yaklaşımı yaygınlaştırmak, kapsayıcı hizmetlerinin kalitesini artıracak modeller geliştirmek ve çalıştıkları tematik alanlara yönelik kapsayıcı çözümler bulmak istiyoruz. Aynı zamanda kapasite geliştirme eğitimleri ve mentorlukla da sahayı güçlendirmeyi hedefliyoruz.
Başarıya ulaşan bir sivil toplum projesinin olmazsa olmaz unsurları nelerdir?
İdil Seda Ak: Net hedefler, güçlü ortaklıklar, ölçülebilir etki olmazsa olmaz. Bunu sağlayabilmek için de katılımcılık, kapsayıcılık, erişilebilirlik ve sürdürülebilirlik şart. Projeyi sadece masa başında değil, sahada yaşayanlarla birlikte kurgulamak ve sorunu bizzat yaşayan kişilere alan açmak çok önemli. Ayrıca iletişim dili de çok belirleyici. Üstten olmayan, insanların bağ kurabileceği, sahici bir dil gerekiyor.
Özellikle hangi alanlarda sivil toplum kuruluşlarına rehberlik etmeyi planlıyorsunuz?
Özgür Konuk: Engelli hakları, erişilebilirlik, kapsayıcı iletişim, afetlere hazırlık, hak temelli özel eğitim modelleri geliştirme, erişilebilir dijital içerik üretimi, aile eğitimi ve engelli bireylerin toplumsal yaşama katılımını destekleyen programlar öncelikli rehberlik alanlarımız. Bunları yapabilmeleri için STK’lar proje geliştirme ve paydaş yönetimi gibi konularda da destek sağlayacağız. Bunun dışında, kurumların kendilerini dönüştürmelerine yönelik danışmanlıklar da veriyoruz: örneğin kapsayıcı kurum kültürü oluşturmak ya da çalışanlarına erişilebilirlik eğitimi vermek gibi.
STK’lar, özel sektör ve kamu kurumları arasında nasıl bir köprü kurmayı hedefliyorsunuz?
Cansu Korkmaz: Ortak sorumluluk ve eşit paydaşlık ilkesiyle; STK’lar, özel sektör ve kamu kurumlarını, engelli hakları konusunda daha duyarlı ve aktif hale getirmek için aracı bir rol üstleniyoruz. Bu üç sektörün birlikte çalıştığında büyük bir dönüşüm gücü var ama çoğu zaman ortak bir dil geliştirilemiyor. Biz Sivil Kafalar olarak her üç alanın da dinamiklerini bilen bir ekibiz, bu kurumlar arası ortak bir dil oluşturmaya çalışacağız. Ortak fayda üzerinden iş birlikleri geliştirmek, aslında tam da bizim yaratmaya çalıştığımız dönüşüm.
Uluslararası sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapmayı düşünüyor musunuz?
İdil Seda Ak: Kesinlikle! Hem bilgi paylaşımı hem de ortak projeler geliştirme açısından bu tür iş birliklerinin çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’deki örnekleri uluslararası platformlara taşımak ve tersine bilgi akışını sağlamak istiyoruz. Yerelden öğrenen ama evrensel standartlara dayalı bir yaklaşımı benimsiyoruz.
Bireylerin ve küçük STK’ların kendi projelerini geliştirmesine destek olmayı düşünüyor musunuz?
Özgür Konuk: Evet! Çünkü büyük dönüşümler çoğu zaman küçük adımlarla başlar. Mentorluk, mikro hibe yönlendirmeleri, kaynak paylaşımı ve kapasite geliştirme eğitimleriyle bu tür oluşumlara güç vermeyi çok önemsiyoruz. Özellikle sahada iyi örnekleri olan ama kaynak yetersizliği nedeniyle görünür olamayan girişimleri desteklemeyi çok önemsiyoruz.
Sivil Kafalar’ın etki alanını nasıl genişletmeyi planlıyorsunuz?
İdil Seda Ak: Yerel kapasiteyi kapsayıcılık bağlamında güçlendiren eğitim programları ve özel eğitimde nitelikli uygulama modelleri geliştirmeyi hedefliyoruz. Dijital araçlardan daha fazla yararlanarak, eğitim içeriklerimizi yaygınlaştırmak ve farklı şehirlerdeki STK’lara ulaşmak istiyoruz. Hak temelli STK ağlarını desteklemek ve dijital platformlarla daha geniş kitlelere ulaşmayı planlıyoruz. Sadece danışmanlık değil, aynı zamanda kaynak üretimi ve savunuculuk çalışmalarıyla da etkiyi büyütmeyi planlıyoruz. Uzun vadede, sivil toplumun engelli hakları ve özel eğitim politikalarında söz sahibi olmasına katkı sunmak temel hedefimiz.