NİTELİKLİ EĞİTİM İLE HER ÇOCUK GELİŞİR VE BAŞARIR
“Durumu erken fark edilen, yoğun ve sürekli olarak nitelikli özel eğitim alan birçok çocuğun iletişim becerileri gelişmekte, davranış problemleri önlenebilmekte ve bu çocuklar yaşıtları gibi normal eğitimlerine devam edebilmektedir,” diyen Özel Eğitimci ve Özel Eğitim Kurum Yöneticisi Güngör Çevik ile konuştuk.
Özel eğitimde çalışmaya ve bu alanda eğitim almaya nasıl karar verdiniz?
Üniversite tercih döneminde Özel Eğitim öğretmenliğini seçmemde rahmetli babamın görme engelli bir birey ve ablamın sosyal hizmet uzmanı olarak çalışıyor olması etkili oldu.
Geriye dönüp baktığımda iyi ki özel eğitim öğretmeni olmuşum diyorum. Çocuklarımızın hayatlarına dokunmak onların ilerlemelerini ve başarabildiklerini görmek, ailelerin mutluluklarını paylaşmak benim için tarif edilemez bir mutluluk oldu.
Nasıl bir eğitim aldınız? Alanda ne gibi çalışmalarınız oldu?
2002 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü’nde lisans eğitimimi anabilim dalı birincisi olarak tamamladım. 3 yıl Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir özel eğitim sınıfında öğretmen olarak çalıştım.
2007 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Özel Eğitim Anabilim dalında yüksek lisansımı tamamladım. 3 yıl Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümünde misafir öğretim görevlisi olarak görev yaptım. Ailelere ve profesyonellere yönelik seminerler verdim. ÖZDER Özel Eğitimciler Derneği Antalya Şubesi başkanlığını yapmaktayım.
Uzun yıllar gelişimsel yetersizliği olan bireyler ve aileleri ile özel eğitim kurumlarında terapist ve eğitim koordinatörü olarak çalıştıktan sonra kendi hayallerimi gerçekleştirmek üzere büyük hedefler ve ideallerle “Nitelikli eğitim ile her çocuk gelişir ve başarır” sloganı ile yola çıkarak Gelişen Çocuk Özel Eğitim Rehabilitasyon Merkezini kurdum.
Bir yazınızda James Hackman’dan bir alıntınıza rastladım: “Çocuklara yatırım yapmak için, onların birer yetişkin olmasını bekleme lüksümüz olmadığı gibi, onlar okula başlayana dek, bekleme lüksümüz de yok. Çünkü o zaman müdahale etmek için çok geç olabilir”. Özel eğitime erken başlayabilmek neden önemli?
Evet, James Hackman’dan bir yazımda yaptığım bu alıntı özel eğitim alanı için bir yol gösterici olmalıdır. Özel eğitimde sorunun erken yıllarda belirlenmesi erken müdahale çalışmalarının başlatılması açısından çok önemlidir.
Gelişimsel yetersizlik gösteren bir çocuk özel eğitim almaya ne kadar erken yaşlarda başlarsa kadar hızlı ilerlemeler gösterir. Durumu erken fark edilen, yoğun ve sürekli olarak nitelikli özel eğitim alan birçok çocuğun iletişim becerileri gelişmekte, davranış problemleri önlenebilmekte ve bu çocuklar yaşıtları gibi normal eğitimlerine devam edebilmektedir.
Bir çocuğun özel eğitim ihtiyacı nasıl belirlenir?
Gelişimsel yetersizlik gösteren bireylerin öncelikle çocuk ruh hastalıkları uzmanı ve çocuk nöroloğu tarafından tıbbi ve nörolojik bir değerlendirmeden geçmeleri önemlidir. Daha sonra bu çocukların, özel eğitimde neye ne kadar ihtiyacı olduğu belirlenmelidir.
Bu amaçla eğitsel değerlendirme ekibi (çocuk gelişimi uzmanı, özel eğitim uzmanı, psikolog, ergoterapist, konuşma terapisti, okul öncesi öğretmeni) tarafından bir bütün olarak değerlendirmeleri yapılmalıdır. Bu süreçte aile ile görüşülerek çocuğun gelişimsel ve tıbbi öyküsü alınmalı, çocuğun gelişim alanlarına yönelik gelişimsel değerlendirme testleri yapılmalı ve gerekirse doğal ortamlarında yani kreş ve ev ortamında gözlenerek ihtiyaçları listelenmelidir.
Çocukları tanı aldığında, aileler ne yapmalı?
Tanı aldıktan sonra aileler zaman kaybetmeden çocuklarına uygun bilimsel kanıta dayalı eğitimler veren merkezleri araştırıp bulmalılar. Çocuklarının eğitsel değerlendirmeleri yapıldıktan sonra terapilere bir an önce başlamalılar. Terapiler süresince çocuklarının eğitimlerini yakından takip etmeli ve çocuklarının eğitimcileri ile iş birliği içerisinde olmalılar.
En zor durumlardan biri de doktorun otizmden şüphelenerek çocuğu takibe alması. Tanı ne var ne yok diyebiliyoruz. Bu durumda aileler nasıl hareket etmeli sizce?
Bu süreçte aileler öncelikle sakin ve güçlü olmalıdırlar. Otizm, bir okyanus ve bu okyanusun içerisinde olan birçok aile ile çalıştım. Aileler, otizm ile ilgili yanlış bilgilerle ve bilimsel dayanağı olmayan uygulamalarla çok fazla zaman kaybediyor ve çok para harcıyor. Bu tanı grubundaki bozuklukların tek tedavisinin nitelikli özel eğitim olduğunu lütfen unutmasınlar.
Yeni tanı alan ailelerin özel eğitim hakkında bildikleri çok sınırlı olabiliyor. Özellikle onlar açısından özel eğitim ile nelerin hedeflendiğini biraz açabilir misiniz?
Özel eğitim; gelişimsel yetersizlik gösteren bireylere uygun eğitim ortamlarında uzman kişilerce farklı program, yöntem ve araç gereçle verilen eğitimdir.
Özel eğitim ile bireyin eğitimine erken yaşta başlamak, tüm gelişim alanlarındaki gelişimini desteklemek, çevre ile olan iletişimini kolaylaştırmak, akranları ile aynı eğitim ortamlarında eğitim alabilmesini sağlamak, toplumsal yaşamda bağımsız yaşama becerilerini kazandırmak ve ailelerin, özel eğitim sürecinin her boyutuna aktif katılmaları ve eğitimleri hedeflenir.
Antalya’da hem öğrencileri hem de velileri ile sıkı dokulu bağ kurmuş bir kurumun yöneticisisiniz. Antalya’da özel eğitimin avantajları ve dezavantajları neler?
Antalya dünyanın en güzel şehirlerinden bir tanesi. Burada yaşamak çocuklarımızın ve ailelerimizin hayatlarına güzel dokunuşlar yapabilmek çok keyifli. Siz iyi şeyler yaptığınızda insanlar sizi bir gün mutlaka buluyorlar. Maalesef aileler özel eğitim için 56 yaşlarına kadar bekliyorlar ve çocuklarını özel eğitim merkezlerine getirmek istemeyerek çok zaman kaybediyorlar. Antalya’da nitelikli eğitim veren kurum sayısı maalesef çok az, hastanede poliklinik önünde bekleyerek çocuk toplayan kurumlar var. Aileler kurum araştırırken; o kurumun idarecilerinin tecrübelerini, kurumda uygulanan eğitim programlarının neler olduğunu ve eğitimcilerin yeterliliklerini çok iyi araştırmalıdırlar.
ABA eğitimi ve Algı ABA Terapi Merkezi ile yollarınız nasıl kesişti?
Türkçesi Uygulamalı Davranış Analizi (UDA) olan ABA (Applied Behavior Analysis) eğitimlerine üniversite yıllarından buyana hep ilgim olmuştur.
Mezun olup çocuklarla alanda çalışmaya başladıktan sonra kendimi bazı alanlarda yetersiz gördüm. Özellikle otizmli çocukların eğitimlerinde kendimi geliştirmek için eğitimlere, seminerlere ve kongrelere katıldım.
Ülkemizde ABA eğitimi veren merkezleri araştırdım ve bu merkezleri yakından takip etmeye başladım. Algı ABA’yı bu süreçte tanıdım. Algı ABA’nın işleyişini, eğitimlerini, uygulanan eğitim programlarını ve çocukların ilerlemelerini takip ettim ve gözlemledim.
Algı ABA’da çok iyi bir kurumsallaşma var, harika işler çıkartıyorlar ve çocuklar gelişimsel olarak çok ilerliyor, herkes çok mutlu. Merkezimi açtıktan sonra otizmli çocuklarımızın daha nitelikli bir özel eğitim alması için en iyilerle çalışma yapmaya karar verdim. Algı ABA yöneticisi Parin Yakupyan Hanım ile iletişime geçerek süreci başlatmış olduk. Kendisine bu süreçte göstermiş olduğu yardımlar için çocuklarımız ve ailelerimiz adına çok teşekkür derim.
ABA yaklaşımını benimsemenizin nedenleri neydi?
Otizm günümüzde görülme sıklığı her geçen gün artan gelişimsel bir bozukluk olarak karşımıza çık maktadır. Dünyada otizmli çocukların eğitiminde en çok başarıya ulaşan ve etkililiği bilimsel olarak kanıtlanmış program ABA’dır.
ABA’nın davranış ilkeleri ile çocuklar için özel bir eğitim müfredatı geliştirilmektedir. Her bir davranış, otizmi olan çocuğun anlayacağı seviyeye indirgenmektedir. İlerlemeler gözlenebilir ve ölçülebilirdir. ABA günlük yaşamın her yerinde kullanılmaktadır. İşte bunlardan dolayı bu programı çocuklarımız için benimsedik.
Bu alanda çalışan özel eğitimcilere neler söylemek istersiniz?
Alanda çalışan eğitimci arkadaşlara; dünyanın en güzel işini yaptıklarını, çocukları çok sevmelerini, çocukların gelişimleri için kendilerini sürekli olarak geliştirmelerini, sabırlı olmalarını, aileleri ile iyi bir iletişim geliştirerek ailelerin eğitim sürecine aktif katılımlarını sağlamaları gerektiğini söyleyebilirim.
Peki, anne babalara buradan nasıl seslenmek istersiniz?
Ailelerimiz, yeni ve hazırlıksız yakalandıkları bu yolculuklarında sakin ve sabırlı olsunlar. Bu yolculuk bazı çocuklarımız için kısa bazıları için de uzun olmaktadır. Çocuklarına inanmaktan hiçbir zaman vazgeçmesinler. Çocukları için bilimsel kanıta dayalı nitelikli özel eğitimi araştırsınlar. Bu süreçte kendileri içinde zaman ayırmayı sakın unutmasınlar.