Gebelik vücudu nasıl etkiler?
Anne adayları gebelikleri boyunca vücutlarında birçok değişiklik yaşıyor…
Vücudun gebeliğe uyum süreci oldukça geniş bir konudur. Bu uyum tüm gebelik boyunca devam eder. Bazen bu uyum anormal olarak algılanabilinir. Örneğin kalp atışındaki artışlar ve buna uyum sağlayan yükse atımlı durum meydana gelebilir. Aslında bu uyum süreci yanlışlıkla bir hastalık sanılabilir. Bunlar aynı zamanda gizli kalmış bir hastalığı da açığa çıkarabilir veya kötüleştirebilir. Bu nedenle gebelik takibinde sürece bir aile hekimi veya dahile uzmanı da dahil olmalıdır.
Gebeliğe bağlı sıvı tutulumu (hipervolemi) normal bir durumdur. Sıvı artışı nedeni ile sulanan kan gebelerde kansızlık gibi algılanabilir ve yine tıbbi bir danışma gerektirebilir.
Uterus (rahim) gebelik yok iken 70 gram ağırlığındayken gebeliğin sonlarında 1100 gram olur ve boyutu karaciğere kadar ulaşır, çevredeki bağlara baskı ve gerilim oluşturur. Gebe bu gerilimi kasık ağrısı olarak algılayabilir. Karın ön duvarı rahimi destekler. Karın ön duvarının güçlü olması rahimin düzgün bir eksende kalmasını sağlar. Bu nedenle gebelerin yürüyüş yaparak karın kaslarını güçlendirmesi önemlidir. Gevşek karın kasları karın ön duvarında yırtıklara ve fıtıklara neden olur. Ayrıca çok daha önemlisi gebe yürüyerek karın içindeki organların yağlanmasını (visseral yağlanma) önler, insülin direncini kırar ve gereksiz kan şekeri yükselmesini engeller. Böylece doğacak bebeğin hem akciğerini korumuş hem de gereksiz kilo almasını engellenmiş olur. Yaz akşamları yürümek için mükemmel zamanlardır.
Kasılmalar
Gebelikte sık sık kasılmalar hissedilebilir. Bunların normal olup olmadığı hekim tarafından değerlendirilir.
Yaz aylarında terleme nedeniyle sıvı kaybı ile beraber elektrolit kaybı kasılmaları arttırabilir. Hekiminizin özellikle magnezyum sitrat tedavisi faydalı olur. Günde 1-2 adet maden suyu da yardımcı olacaktır. Yine de gebelikte kasılmaların nedeni tam olarak belli değildir.
Akıntı
Gebelerde vajinal salgı ve akıntılar belirgin olarak artar. Kalın ve beyaz bir akıntı olur ve ph’ı asidiktir. Kokulu ve kaşıntılı bir akıntı normal değildir.
Cilt
Karın duvarında kırmızı çizgiler (Strialar) meydana gelir. Cilt içinde bir yırtık söz konusu olduğundan cilt üzerine sürülecek olan krem ve jeller işe yaramaz. Yukarıda bahsi geçen karın duvarı aşırı gerilmeye dayanamadığında karın ön duvarında yırtığına ve fıtıklara neden olabilir.
Ciltte renklenme
Pigmentasyon (kloazma) veya melezma gravidarum (gebelik maskesi) şeklinde görülür. Östrojen ve progesteron melanosit hormonu uyarıcı etkisi vardır.Yine de pigmetasyonun nedeni aydınlanmış değildir. Güneşe çıkmadan 15 dakika ve çıkmadan hemen önce 30 koruma faktörlü krem kullanmak önerilir.
Damarsal değişiklikler
Gebelerde “Spider Angioma” denilen çok ince, kırmızı kabarıklıklar ve palmar eritem (ellerde kızarıklık) gözlenir. Bu durum doğum sonrası kaybolur. Yine gebelik döneminde diş eti kanamaları da görülebilir.
Meme
Gebelerde memelerde hassasiyet ve sızı artar. Meme uçları genişler ve renkleri koyulaşır. Memeler büyür; ilginç olan süt miktarının memenin büyüklüğü ile bir ilgisi olmadığıdır.
Kilo alımı
Gebelikte kilo alımı ortalama 12,5 kilodur.
Fetüs: 3,5 kg
Plasenta ve suyu: 1,5 kg
Rahim: 1,5 kg
Sıvı artışı: 1,5 kg
Meme: 400 gr
Annenin yağ artışı: 3 kg
Bir gebe toplamda 6,5 litre sıvı tutar ve gün sonunda görülen bilek ve ayaklardaki ödem, rahim altı seviyesindeki dolaşımın yavaşlamasına bağlıdır. Son çalışmalar anne vücut suyunun bebek doğum ağırlığına etki ettiği düşündürmektedir. Bu önemli bir ayrıntıdır ve şu anlama gelir: Annenin yağlı ve şekerli besinler alarak kilo alması bebeğini büyütmemektedir. Bunun yerine gebenin vücut suyunu oluşturan protein ve mineral dengesi ön plana çıkmaktadır. Et, tavuk, balık, sebze (meyve az), kuruyemiş (kuru meyve değil), baklagiller, peynir, yoğurt önerilmektedir. Yeterli miktarda protein tüketilmediğinde annede yıkım (katabolizma) olmaktadır.
Şeker düzeyi
Gebelerde açlık kan şekeri düşük, yemek sonrasında ise normalden yüksek olur. İnsülin artar. Burada amaç fetüsa enerji sağlamaktadır. Plasenta insülin direncini arttırır. Diyabete benzer bir durum vardır. Gebelerdeki kan şekeri yemekten sonra normalden fazla yükselir ancak hızlı düşer. Bu nedenle gebe yemek sonrası açlığına girmemeli, kaliteli bir beslenme ile az ve sık gıda almalıdır. Bebeğin en önemli öğünü sabah öğünüdür. Anne adayı kahvaltıyı asla es geçmemelidir.
Yağ metabolizması
Gebelikte kan yağlarının hepsi artar. Emzirme döneminde kan yağları giderek azmaya başlar. Vücutta yağlanma en çok gebeliğin orta döneminde meydana gelir ve vücuttaki yine orta bölgesi olan karın ve bel çevresinde olur. Sonlara doğru yağlanma azalır.
Mineraller
Gebelerde demir ihtiyacı belirgin olarak artar. Bu nedenle hekimin önerdiği demir takviyeleri kesinlikle kullanılmalıdır. Son yıllarda üretilen demir ilaçları eski bilginin aksine artık aç değil, tok karınla alınmaktadır. Bu nedenle mide ve bağırsak yan etkileri gözlenmemektedir. Bu konuda özellikle eczanelerin bilgilendirilmesinde hassasiyet bekliyorum. Gebelikte kalsiyum ve magnezyum seviyeleri düşer. Gebelik bir magnezyum kaybı durumudur ve alınması gerekmektedir. Gebeliğin son döneminde kalsiyum artar, fofat değişmez. Gebelik ve emzirme döneminde annede kemik hem yıkımı hem de yapımı hızı artmıştır. Ek olarak kalsiyum alımı gerekmez; ancak yukarıdaki bahsi geçen kaliteli beslenme tabiki önerilmektedir.