“OKUL PROJESİ İÇİN GİTTİĞİM YERDE KENDİMİ HAVUZDA BULDUM”
Doğuştan iki eli ve bir ayağı olmayan Karin Öcal, paralimpik yüzmede ulusal ve uluslararası alanda üst üste başarılara imza atıyor. Karin ile yüzme hikayesini, tasarımcı yönünü ve otizmi konuştuk.
Kendini tanıtır mısın?
24 yaşındayım. İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi 3. Sınıf öğrencisiyim. Spor Yönetimi branşında okuyorum. 5 kız 4 erkek, 9 kardeşiz. Babamla birlikte yaşıyoruz. Bitlis’te doğduk. Annemi kaybedince ben 10 yaşındayken İstanbul’a geldik. 16 yaşında otizmli bir erkek kardeşim var. Adı Ari.
Ondan biraz bahseder misin?
Ari yüzde 90 otizmli. Küçükken havale geçirmiş. Hiç konuşamıyor. Benden üç yaş büyük ablamla birlikte bakıyoruz.
Yüzme sporuyla nasıl tanıştın?
Engelli olduğum için her zaman “Sen yapamazsın!” şeklinde önyargılar vardı. Ama ben hiçbir zaman öyle düşünmedim. Hep zorlukların üstüne gitmeye çalıştım. İlkokulda da lisede de her zaman sporu çok seven biriydim. Yüzmeyle ise bir okul projem sayesinde tanıştım. Lise3’teyken dönem projeleri oluyor, aylarca hazırlanıyorsun. Kura ile proje çekiyorsun. 5 kişiden oluşan bizim grubun da engellilerin hayatta karşılaştıkları zorluklarla ilgili bir projesi vardı. Beden eğitimi öğretmenim bana bir numara verdi. “Paralimpik yüzme yapıyorlarmış. Belki projenize yararlı olur” dedi. Ben o kişiyi aradım, o da beni başka birine yönlendirdi. Ve ben hala o kişiyle çalışıyorum. Antrönörüm, Berna Bal. Telefonla konuştum ve ona projemden bahsettim. “Gelip sporcularınızla röportaj yapabilir miyim?” diye sordum. “Ben de bir engelliyim” deyince ertesi gün kendi gelip beni evden aldı. İBB’nin Cebeci Spor Kompleksi’ndeki havuza gittik. Ben oraya tamamen röportaj amaçlı gitmiştim. Hiç yüzeceğim aklıma gelmemişti. Elimde not defterim ve kameram vardı. Sporcuların gelmesini bekliyordum. Berna Hocam yüzme bilip bilmediğimi sordu. Ben de bildiğimi söyledim. Kınalıada’da her yaz Ermeni çocuklarının gittiği bir kamp var: Karagözyan Kampı. Her sene oraya giderdim. O yüzden yüzmeyi biliyordum ama stil olarak bilmiyordum. Bana mayosunu, gözlüğünü ve bonesini verdi ve suya soktu. Birden kendimi havuzda buldum. Duran Aslan diye bir antrenör daha vardı. O da çok yardımcı oldu bana. Sonra ikisi de baktı ve “Sende bir şeyler var” dediler. Bırakmadılar beni. “Artık bizimlesin” dediler. Röportaj amaçlı gittiğim yer benim geleceğim oldu. Ve ben kendimi hiç görmemişim aslında. Oraya gittiğimde onu fark ettim.
Nasıl yani? Neyi fark ettin?
Hiç bu kadar engelliyi bir arada görmemiştim. Çünkü herkes engelli orada. Karşımda iki kolu olmayan, iki bacağı olmayan 60’a yakın çocuk! “Karin senin hiçbir şeyin yokmuş” dedim kendi kendime. Şimdi oraya gidince kendimi çok rahatlamış hissediyorum. İnsanların bakışlarını her zaman üzerimde hissediyordum. Şort giyince herkesin bakışları bacağıma kilitleniyor, ya da ellerime… Önceden dışarı çıktığımda ellerimi nereye koyacağımı şaşırırdım. Ama havuza başladığımdan beri hiç böyle bir şeyim kalmadı ve oraya gittiğimde kendimi çok mutlu hissediyorum. Benim dünyammış gibi hissediyorum. Hocalarımız da bizim sosyalleşmemiz için ellerinden geleni yapıyorlar. Oraya gittiğim ikinci gün hocam bana dedi ki “Sen antrenör olacaksın”. Şaşkınlıkla baktım. Hayatım boyunca hiç spor okuyacağım, sporcu olacağım aklıma gelmezdi. Ben hep öğretmen olmak isterdim. “Seni İstanbul Üniversitesi’ne sokacağım ve antrenör olacaksın” dedi. Gerçekten de öyle oldu. Bir ayda iki serbest stil öğrendim ve yarışa girdim. Ben kendime güvenmiyordum çünkü rakiplerim yıllarca yüzen kişilerdi. “Hocam ben yüzemeyeceğim” dedim. “Hayır gireceksin birinci olup geleceksin” dedi. 2015 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın İstanbul okullar arası düzenlediği “Bedensel Engelliler Yüzme Yarışması’na girdim ve girdiğim ilk yarışta 50 metre serbest ve 100 metre sırtüstü yüzmede birinci oldum. Ve o yarışta dereceye girenler Türkiye Şampiyonası’na gitmeye hak kazanıyorlar. Sonra Kayseri’deki Okullararası Bedensel Engelliler Türkiye Yüzme Şampiyonası’nda kendi kategorimde birinci oldum.
Üniversiteyi bitirdikten sonra ne yapacaksın?
Benim hedefim Tokyo ya da Dünya Şampiyonası diyemem. Çünkü imkânsız benim için. Hem yaşımdan dolayı hem de yüzmeye geç başladığım için. Benim amacım engellilerle çalışmak. Ben antrenör olmak istiyorum. Ama normal kişilerle çalışmak istemiyorum. Çünkü onlara gittikleri her kapı açılır. Ama Down Sendromlu’yu, otizmliyi ya da bedensel engelliyi herkes çalıştıramaz. O sabrı gösteremez. O sevgiyi veremez. Ben kendi kardeşimden biliyorum. Bazen bütün gece yatmıyorum mesela. Okuldaki hocası onu eğitiyor ama eve gittiğinde Ari onun yanında olmuyor. Bir yerde hayatına devam edebiliyor. Ama biz Ari’yle 24 saat birlikteyiz. Ve ben bu bildiklerimi öğrendiklerimi onlara çok daha rahat aktarabileceğimi düşünüyorum. Onun için bu alanda çalışmak istiyorum. Şimdi zaten yavaş yavaş başladım. Hocam bana iki-üç çocuk veriyor. “Sen yüzdür” diyor. İlk bana verdikleri çocuk, şu anda Türkiye Şampiyonu oldu. Bir kolu yok. Ve o çocuk hep kendini saklayan bir çocuktu. Zorla suda tutuyordum onu. Havuzdaki diğer kişilerden çekiniyordu. Şu anda 13 yaşında. Bir tane de tamamen gövdesi olan bir öğrencim var. Ne bacakları var ne kolları… Adı Dilan. Bir de Onur işte, o da otizmli…
Peki kardeşinin otizmli olduğunu nasıl fark ettiniz?
Annem vefat ettiğinde Ari 2,5 yaşındaydı. Üç kardeşimiz bizden önce İstanbul’a geldi. 5-6 ay sonra da biz geldik. 10 yıl boyunca Ari’ye halam baktı. Otizmli olduğu çocuk doktoru kontrollerinde anlaşılmış. Konuşamıyordu, göz kontağı kuramıyordu, tekrar eden hareketleri vardı. Tüm belirtiler ortaya çıkmıştı. Yıllarca Tohum Otizm Vakfı’na gittik. Ari’nin hem yaşı büyüdüğü hem de evimize uzak olduğu için oradan ayrıldık. OÇEM’e gidiyor şu anda. Bakırköy’de bir özel eğitim merkezine devam ediyor.
Şu anda durumu nasıl?
Eskiye göre çok daha iyi. Acıktığında ya da susadığında kendi dolabı açıp alabiliyor. Ya da bizi alıp istediği şeye götürüyor. Tuvalet eğitimi aldı. Çoğu şeyi öğrettik. Bulaşık makinesini boşaltırken ona da yaptırıyorum. Çatal bıçakları o dizer mesela. Kısacası bütün günümüzü her şeyimizi Ari’ye göre ayarlıyoruz.
Ari yüzüyor mu?
Zibeç’i biliyor musunuz bilmiyorum. Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’nde Zibeç diye bir zihinsel engelliler rehabilitasyon merkezi vardı. Orada yüzme dersi vardı ama orada öğrenemedi. Ona yüzmeyi ben öğrettim. Eskiden sadece havuz kenarında duruyordu. Şimdi ortasına kadar gidebiliyor.
Otizmle ilgili söylemek istediğin bir şey var mı?
Sabır ve sevgi şart. Mesela Ari, siz ona nasıl davranıyorsanız o da size aynı şekilde davranıyor. Biz hiçbir zaman Ari’ye vurmayız. Çünkü sen ona ne yaparsan o da sana aynısını yapar.
Ermeni harflerinden oluşan kişiye özel tişört tasarımları da yapıyorsun. Bu fikir nasıl hayata geçti?
Ben resim yapmayı da ermenice yazmayı da çok seviyorum. Kınalıada’daki kampta kocaman oranın adı olan “Gastruman Gayan” yazardı. “Trchnakir” denen harflerle, Türkçede kuş yazısı diyorlar. Bir gün oturdum bu harfleri çizmeye başladım. Baktım çizebiliyorum, hoşuma da gitti. 2012’den beri hep çiziyorum. Ama hep hediye ediyordum. Böyle bir şey yapıp satmak çok istiyordum. Bizim Ermeni gazetesi Luys var. Onlar taşınmışlardı. Ben de onlara taşınma hediyesi olarak isimlerini yazıp götürüp hediye ettim. Oradakiler çok beğendi ve “Niye böyle bir şey yapmıyoruz. Bunu bir şeye dönüştürmemiz lazım” dediler. Ama tek başına bir şey yapamazdım. Onlar da bana destek çıktılar. Bir yıl tasarım kısmı sürdü. 4-5 aydır instagramda Krn Design hesabından sipariş alabiliyoruz. Her tişörtte bir harf ve onu temsil eden bir resim oluyor.
Uluslararası Dereceler
- 3 Aralık 2016’da Dünya Engelliler Günü dolayısıyla Bulgaristan Sofya’da yapılan Uluslararası Engelli Kongresi Yüzme Şampiyonası’nda 50 m serbest ve 50 metre sırtüstü birincilik.
- 3-4 Haziran tarihlerinde Yunanistan’da yapılan IPC Uluslar arası Paralimpik Yüzme yarışında 400 metre serbest, 200 metre karışık, 100 metre sırt üstü, 100 serbest, 50 serbest birincilik.
- 28-29 Nisan 2018 12. IPC paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda İstanbul Gençlik Kulübü adına 50 m serbest ikincilik, 100 metre kurbağa üçüncülük, 100 metre serbest ikincilik, 100 metre serbest ikincilik, 100 metre sırtüstü birincilik, 200 metre karışık birincilik, 400 metre serbest birincilik.