Özel eğitimsel ihtiyaçların, kapsayıcı eğitim modeli içinde giderilmesi
Yazı: Trakya Üniversitesi İ.İ.B.F. Kamu Yönetimi Bölümü Hukuk Bilimleri A.B.D. öğretim üyesi Doç. Dr. Selda ÇAĞLAR
Özel eğitimsel ihtiyaçlar, engelliliğe ya da öğrenme güçlüklerine dayalı olarak ortaya çıkan eğitime dair özel ihtiyaçları ifade etmektedir.
Özel Eğitimde Amaçlar
• Çocuğu öğrenme sürecinin herkese uyacağı varsayılan içerik ve adımlarına uydurmaktan ziyade eğitimin çocuğun ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi,
• Çocuk merkezli pedagojik eğitimin, tüm çocuklara ve sonuç olarak topluma fayda sağlayacağı düşüncesi,
• Çocuğu merkeze alan eğitim uygulamalarının okul terklerini ve sınıf tekrarlarını düşürerek ortalama başarı seviyelerini yükseltmesi yönünde yaşanan deneyimler,
• “Bir beden herkese uyar” şeklindeki eğitim mantığı ile düşük nitelikli eğitimin yol açtığı kaynak israfının önüne geçilmesi.
Özel Eğitim İhtiyaçlarının Giderilme Yöntemleri
1. Özel eğitimsel ihtiyaçların, uygun düzenleme ve desteklerle karşılanarak genel eğitim sistemi içinde giderilmesi (Kapsayıcı Eğitim -Inclusive Education).
2. Normal (olağan) eğitim sistemi içinde bütünleştirilmiş yollarla giderilmesi (Bütünleştirici-Kaynaştırma Eğitimi).
3. Özel eğitim ihtiyaçlarının ayrı özel eğitim kurumlarında ihtiyaçlara özgü teknik ve yöntemlerle giderilmesi (Özel Eğitim).
Kapsayıcı Eğitim (Inclusive Education) Modelinin Özellikleri
• Öğrencilerin farklı ihtiyaçlarına cevap verecek, eğitim kalitesini arttıracak ve eğitimi geliştirecek bir rehber ve prensipler bütünüdür.
• Okullar ve eğitim, fiziksel, zihinsel, sosyal, duygusal, dilsel ya da diğer durumlarına bakılmaksızın tüm çocuklara ve gençlere uygun hale getirilmelidir.
• Bütünleştirilmiş eğitimden (integrated education) farklı olarak, çocuklar normal okul düzenine uyarlanmaz, okul düzeni çocuklara uygun hale getirilir.
• Ayrı özel eğitim kurumlarında eğitim istisna, kapsayıcı eğitimin asıldır.
Bütünleştirme (integration) Modelinin Özellikleri
• Farklı öğrenme ihtiyacı içinde olanların bir kısmının olağan eğitim düzeni içinde eğitim görmesini sağlar.
• Farklı öğrenme ihtiyaçlarının normal eğitim düzeninde sınırlı ve mümkün olan en az düzeyde değişikliklerle karşılanması tercih edilir.
• Kapsayıcı eğitime geçişte ara dönem olarak işlev görmektedir.
Özel Eğitim Modelinin Özellikleri
• Olağan eğitimden faydalanabilmek için özel ihtiyaçlarının karşılanması gereken kişi ve gruplara verilen eğitimsel desteği ifade eder.
• Normal eğitimin yapı ve kuralları içinde eğitilmeleri güç olan kesimleri kapsar.
• Eğitim, normal okullardan ayrı mekanlarda ya da normal okullarda yer alan özel eğitim sınıflarında verilir.
Özel eğitim okulu uygulamasının eğitim hakkı bakımından temel sorunları
• Özel eğitim kurumlarının sayı ve kapasite bakımından engelli çocukların hepsine hizmet verecek durumda olmaması,
• Düşük nitelikli eğitim, mezuniyet denkliğinin olmaması,
• Ayırmanın dışlama ve ayrımcılığı pekiştirmesi.
YAPILAN ARAŞTIRMALARA GÖRE;
• Ağır derecede görme ve işitme engelliler, zihinsel geriliği olanlar, yatağa bağlı ya da evden dışarı çıkamayacak düzeyde engelli olanların oranı %5,
• Orta düzeyde engellilerin %20,
• Hafif engele sahip olanların oranı %75 olarak öngörülmektedir.
Bu oranlara dayanarak;
• Özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların %80-90’ının genel eğitim sistemindeki okullarda,
• Daha ciddi engelleri olan %10-20’sinin özel eğitim kurumlarında eğitim almaya devam etmesi kapsayıcı eğitim hedefi için gerçekçi bir sayıdır.
Kapsayıcı eğitimin özü, her çocuğun farklı olduğu, dolayısıyla ihtiyaçlarının da farklı olacağını esas alır. Her çocuk, ilgileri, yetenekleri, öğrenme ihtiyaçları ve özellikleri bakımından zektir. Eğitim sistemleri, her çocuğa göre farklılık arz eden özellik ve ihtiyaçları göz önüne alan eğitim programları ile düzenlemeleri içermelidir. Özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların bu ihtiyaçları, çocuk merkezli eğitim yöntemleri ve bilimsel yaklaşımlarla normal okullarda eğitim alabilecek şekilde giderilmelidir. Her çocuğa kabul edilebilir bir seviyede öğrenmeyi sağlayacak fırsatların verilmesi zorunludur. Kapsayıcı eğitim prensibi, eğitim alamayan çocuklar, engelliler ve dezavantajlı gruplar ile kız ve kadınların öğreniminin önündeki katılım engellerinin kaldırılarak “herkes için eğitim”in desteklenmesini sağlamak amacını gütmektedir. 1994 yılında UNESCO tarafından düzenlenen “Eğitimde Özel İhtiyaçlar Dünya Konferansı: Erişim ve Kalite” konulu toplantının sonucunda yayınlanan Salamanca Bildirisi ve Eylem Çerçevesi ile Standart Kurallar’da “özel eğitim” kavramı açıklığa kavuşturulmuştur. Eğitimde Özel İhtiyaçlar Hakkında Salamanca Bildirisi’nin insan hakları terminolojisine kattığı “kapsayıcı eğitim” (inclusive education) kavramı, bu tarihten sonraki eğitim hakkı ile ilgili çalışma ve hukuki düzenlemelerde yaygın biçimde kullanılmaya başlanmıştır. Uluslararası insan hakları alanında engellilerin eğitim hakkına yönelik tüm çalışmaların sentezini ortaya koyan en yeni belge ise, Engelli Hakları Sözleşmesi’dir. Sözleşme, eğitim hakkını Salamanca Bildirisi’ndeki içeriğe benzer şekilde düzenlemiştir. Ancak, 1960’lardan bu yana engellilik anlayışındaki gelişmeleri, toplumsal, bilimsel ve teknolojik ilerlemelerle birlikte değişen ihtiyaçları ve engellilerin karşılaştığı sorunları gözönüne alarak bunlara çözüm üretecek nitelikte bir belge olarak, Salamanca Bildirisi’nin ötesine geçmiştir.
BM Engelli Hakları Sözleşmesi eğitimsel ve toplumsal kapsayıcılık ilkesi üzerine kurulmuştur. Buna göre;
• Engelliler engelleri nedeniyle genel eğitim sisteminden dışlanmamalı ve engelli çocuklar engelleri nedeniyle parasız ve zorunlu ilk ve ortaöğretim olanaklarının dışında tutulmamalıdır.
• Engelliler yaşadıkları çevrede bütünleştirici, kaliteli ve parasız ilk ve orta öğretime diğer bireylerle eşit olarak erişebilmelidir.
• Bireylerin ihtiyaçlarına göre makul düzenlemeler yapılmalıdır.
• Engellilerin genel eğitimden etkin bir şekilde yararlanabilmeleri için genel eğitim sistemi içinde ihtiyaç duydukları destek verilmelidir.
• Engellilere yönelik bireyselleştirilmiş etkin destekleyici tedbirler, engellilerin tam katılımı hedefine uygun olarak, akademik ve sosyal gelişimi artırıcı ortamlarda sağlanmalıdır.
• Engellilerin topluma tam ve etkin katılımı eğitim yoluyla sağlanmalıdır.
“Convention on the Rights of Persons with Disabilities”, UN General Assembly A/61/611, 6 December 2006