OTİZMLİ BİREY DOĞUKAN YEĞİN: İYİ İNSAN OLMAK İSTİYORUM

“Bir sürü dünya lideri var. Amerika’da, İsrail’de, Çin’de, Rusya’a Kuzey Kore’de bütün bu insanlar savaş başlatıyorlar. Onlara normal deniyor. Ben otizmliyim. Savaş istemiyorum. İyi insan olmak istiyorum. İşimize, gücümüze bakıyoruz. Tek gayemiz hayallerimize ulaşmak. Bunlar birbirini öldürüyor, kesiyor. O insanlar hasta değil, normal ise ben hastaysam bu dünyanın dönüp aynada bir kendine bakması lazım.”

Doğukan öncelikle seni biraz tanıyabilir miyiz?

Ben Doğukan Yeğin. İstanbul’da Şişli’de oturuyorum. 1994’de doğdum. %40 atipik otizmliyim.  Kuzey Marmara Otoyolu şirketinde yazılım uzman yardımcısıyım. Ailem Çanakkale’de, ben İstanbul’da bir apartta kendi başıma yaşıyorum.

Apartta yaşamak kolay mı?

Sağ olsun apart yöneticimin Hüseyin ağabey maddi manevi her türlü desteği sağlıyor.

Bunların dışında nasıl bir hayatın var?

Üniversitede okuyorum, son sınıftayım.

Hangi bölüm?

Açık öğretimde önce perakende satış okuyordum. Sonra kaydımı sildirdim. Şimdi web tasarıma geçtim. Eski çalıştığım yerlerde işimden dolayı okula çok zaman ayıramadım. Bazı önceliklerim vardı. Çalışmak zorundaydım.

Otizmli olduğunu ne zaman öğrendin?

On beş yaşında raporum verildiğinde öğrendim. Biliniyordu zaten, sürekli muayeneler filan oluyordu. Ailem 3 yaşında bende bir farklılık olduğunu anlamış. 6 yaşında doktora gitmeye başlamışım. Bana hiperaktivite ve dikkat eksikliği teşhisi koydu ve tedaviye başladı. Eğitim merkezlerine gitmeye başladım. Sonra 11-12 yaşlarında kaynaştırma programı için rapor istendi ve heyet atipik otizm tanısı koydu.

Peki, sen on beş yaşına gelene kadar ailen hiç şüphelenmemiş miydi?

Ailem şüphelendi. Parmak ucunda yürümem, geç konuşmam vardı. Ben yedi yaşında konuştum, sekiz yaşında ilkokula gittim.

Okul hayatın nasıldı?

Kavgacıydım. Ders çalışmıyordum. Tembeldim. Ama bütün sorulan sorulara cevap veriyordum.

Öğretmenin bu çocukta farklı bir şey olabilir demiş miydi?

Rehber öğretmenim demişti.

Okulda ne sana göre yanlıştı? Ne mutsuz ediyordu?

Anlayışsız öğretmenler, anlayışsız veliler vardı. Sevmediğim dersler vardı. Fizik öğrenilir, kimya öğrenilir, biyolojide de iyiydim. Fakat matematiği sevmiyorum. Ben mesela üniversitede mühendislik okumak istiyorum ama matematiksiz bir yazılım mühendisliği okumak istiyorum.

Sence en ideal eğitim modeli hangisi?

Finlandiya eğitim modeli. Çünkü Finlandiya’da engelliler üniversiteye kadar eşitçe okuyabilir. Kimse kimseye mobbing uygulayamıyor. Bizler için bölümlerimiz de yeteneklerimize göre olmalı. Okuduğumuz lise, meslek lisesi, üniversiteler…

Sen hangi liseden mezunsun?

Açık öğretim lisesi.

Neden açık öğretim lisesine geçtin? Düz liseye gitmeyi tercih etmedin?

Toplumumuz yüzünden.  İlkokulda yaşadıklarımdan sonra ve okuldan atıldıktan sonra…

İlkokulda okuldan mı atıldın?

Yok. Ama gitmemek şartıyla beni geçirdiler. Liseyi de okumak istemedim. Dedim lanet olsun.

Peki, ilkokulda öğretmenlerin okula gelmesin biz diplomasını veririz demesini aileniz nasıl karşıladı?

Kötü tabii ki, üzüldüler. Ama annemin bedduası tuttu. Benim okuldan atılmam için imza toplayan veliler, öğrenciler de çok kötü şeyler yaşadılar. Hatta birinin babası delirdi.

İmza mı topladılar seni okuldan atmak için? Ne zaman oldu bu?

Ortaokulda.

İmza toplayacakları kadar ne yaşamışlardı okulda seninle?

Kavga ediyordum. Bir de ergenliğe yeni girmiştim. Şimdi aklım olsa yapmazdım ama.

Onlar sana sataşıyorlar mıydı?

Sataşıyorlardı sürekli. Hakaret filan ediyorlardı. Ben de kavga ediyordum. Şöyle bir mantık vardır. Otizmli olmayan, engelli olmayan çocuklar kavga edince onlar kendi aralarında anlaşırlar. Ama otizmli ile normal bir çocuk kavga edince sorun oluyor toplumumuz için.

İş hayatına ne zaman başladın?

6 Nisan 2018’de…

İşe başladığın tarihi de çok net hatırlıyorsun. Her şeyin tarihini de hatırlıyor musun böyle?

Evet.

Okuldan mezun olur olmaz işe mi başladın?

Açık liseden mezuniyetim Eylül 2017. Sonra üniversiteyi kazandım. Çalışmadan açık liseden öğrendiğim bilgi birikimi ile sınava girdim kazandım.

İlk işin neydi?

Bir markette, market elemanlığı yaptım. Bir sene on ay çalıştım. Çok haksızlığa uğradım. Çok mobbinge uğradım. Bir kadın müdür yüzüme tükürdü, yeğeni de otizmliydi. Bunları hiç unutmuyorum. Bir de beni zorla kasaya geçirip, haftalık izinlerimi vermeyip, beni çalıştırdılar… Ve kasada açık vermemi sağladılar. Kasaya geçmek istemiyorum diyordum anlamıyorlardı. Sonra Allah’a çok şükür o işten ayrıldım. Bir projede büro işçisi oldum. On bir ay. Proje bitince tazminatımı alıp çıkarıldım.  O sıralarda tek başıma Heybeliada’da yaşıyordum. Ailem İstanbul’daydı. Ailem beni kendi başıma yaşamaya alıştırmaya çalışıyordu. Alıştım da, çok güzel alıştım.

Kendi başına yaşarken ilk başlarda en zorlandığın şey neydi?

Geçim sıkıntısı, ekonomik koşullar. Tatile gidememek.

Ya ev işleri onlarda da zorlandın mı? Yemekte ya da temizlikte?

Aynen. Konfor alanımdan çıkmak zordu. Bir de ben ileride de evlenmeyi düşünüyorum. Hayatımda birini çok istiyorum.

Şu anki işine ne zaman başladın?

Bundan önce başka bir işte daha çalışmıştım. Orada bir müdür vardı bana sürekli hakaret ediyordu. İki tane kurye vardı benim başıma boş damacana geçirmişlerdi. Ve ben onları işten attırdım ikisini.

Nasıl oldu mobbing ve onları işten attırman?

Bir gün temizlik yapıyordum sataştılar o iki kurye. Ben de dayanamadım artık. Ayların birikimi de var. İlk vukuatları da değildi. Bölge sorumlusuna gittim.

Ağabeyim merkezi aradı. Hatta dava da açacaktım, adliyeye kadar gittim. Sonuçta onların ikisi işten atıldı. Ama müdür başımdaydı. Bir de müdür yardımcısı vardı. Benim uğraştılar.  Bir müdür vardı “Annesi babası uğraşmıyorlar, ben uğraşıyorum,” diyordu.

Şu anki çalıştığın yer neresi?

Bir önceki işim çok kötüydü. Arzu abladan yardım istedim. Kuzey Marmara Otoyolu’na geçirdi beni Arzu Gökçe. Mustafa Kaplan vardı, benim hayat koçum. Bir de Tolga ağabey emek verdi. İşe başladım. Depo destek elemanlığından, yazılım uzman yardımcılığına terfi ederek başladım.

Şimdi nasıl gidiyor iş hayatı?

İyi gidiyor. İyi gitmeye zorluyoruz Elimizden geleni yapıyoruz. Benim iki tane konuştuğum samimi arkadaşım var. Çağdaş ve Furkan, onlar benim kardeşim. Aynı iş yerindeyiz. Çağdaş benim dava arkadaşım. Dünya liderlerinden örnek vereyim, şey gibi düşün… Mustafa Kemal Atatürk ile Salih Bozok, İsmet İnönü gibi. Ya da Fazıl Küçük ile Rauf Denktaş gibi.

İşyerinde mi tanıştınız? Daha öncede birbirinizi tanıyor muydunuz?

İşyerinde tanıştık. Çok güzel, iyi ki tanışmışız.

Neler yapıyorsunuz birlikte?

Takılıyoruz. Sohbet muhabbet.

Aynı işyerinde çalışan otizmliler ile daha mı iyi anlaşıyorsun?

Evet. Çünkü normal insanlarla pek anlaşamadığımı fark ettim. Normal insanlarla aynı idealleri paylaşmıyoruz. Olabilir her insanla da anlaşmak zorunda değilim. Ama maaş güzel, iş güzel.

Otizmliler mimikleri, duyguları, imaları ya da şakaları anlamakta zorlanabiliyor. Sen de bu konuda sıkıntı yaşıyor musun?

Valla bazı şakalar benim zoruma gidiyor.

Ya biri kızdığında, üzüldüğünde, huzursuz olduğunda bu hisleri anlayabiliyor musun? Sana belirtmesini mi tercih edersin?

Bir insan üzüldüğünde, kızdığında mimiklerinden anlarım. Ama bana belirtmesi lazım, ben bu durumdan rahatsız oluyorum diye.

Özel eğitim aldın mı hiç?

Aldım.

Psikiyatriste gittin mi? İlaç kullandın mı?

Evet gittim. İlaç da kullandım. Ama orada da sorunlar yaşadım. Son doktor ilacımın dozunu birden çok arttırınca halüsinasyonlar gördüm. Sonra bıraktım.

Psikiyatristler yetişkin otizmlileri yeterince tanımıyor mu sence?

Ne olduğunu çok bilmediklerini fark ediyorum.

Otizmde kaygılar ve takıntılara sık rastlanıyor. Sende de oluyor mu?

Ben gelecek kaygısı yaşıyorum. Evlenecek miyim? Evlenemeyecek miyim? Hayatımda biri olacak mı? Olmayacak mı? Onun kaygısı. Sonra ekonomik kaygılar, her insan gibi.

Hiç kız arkadaşın oldu mu?

Oldu. Benim esprime alındı ve ayrıldık sonra. Olabiliyor. Bir espride bir insan beni terk edecekse terk etsin. Zaten otizmli olduğumu öğrenince çok çekincesi oldu.

Gelecek kaygım var dedin… Savaşlar, pandemi gibi konularda kötü haberler seni nasıl etkiliyor?

Ben şunu anlamıyorum… Bir sürü dünya lideri var. Amerika’da, İsrail’de, Çin’de, Rusya’a Kuzey Kore’de bütün bu insanlar savaş başlatıyorlar. Onlara normal deniyor. Ben otizmliyim. Savaş istemiyorum. İyi insan olmak istiyorum. İşimize, gücümüze bakıyoruz. Tek gayemiz hayallerimize ulaşmak. Bunlar birbirini öldürüyor, kesiyor. O insanlar hasta değil, normal ise ben hastaysam bu dünyanın dönüp aynada bir kendine bakması lazım.