Z Kuşağına Özel Eğitimi Anlatmak
Z Kuşağına Özel Eğitimi Anlatmak
ABA Program Koordinatörü, Kurul Onaylı Davranış Analisti (BCBA)
Başak Topçuoğlu:
Şimdi nerede okuduğumu hatırlayamadığım bir ifadeye denk geldim geçenlerde; “Telefonlar kablosuzlaştıkça biz daha çok teknolojiye bağımlı hale geldik.” Sanırım bu ifadenin kapsadığı kuşakların başında Z ve Alfa kuşakları geliyor. Teknolojinin kolaylaştırıcı unsurları, pandemide online işlenen dersler derken şimdilerde üniversiteye giden öğrencilerin büyük bir kısmı derslere odaklanmakta güçlük yaşıyor.
İşin ironik yanı özel eğitim sürecine başlayan okul öncesi çocuklar için “dikkat süresi, odaklanma, işlemleme hızı, bireyselleştirilmiş eğitim” gibi ifadeleri kullanırken iki dönemdir ders okuttuğum üniversite öğrencilerini düşündüğüm zaman da kendimi aynı ifadeleri kullanırken buluyorum. Keza üçüncü sınıf bir üniversite öğrencisinin dikkatini 45-50 dakikalık ders süresinde üzerimde tutup özel eğitime dair incelikleri anlatmaya çalışırken ona özel eğitim tekniklerini uygulamadan dersten anlamlı kazanımlarla ayrılamadığını fark ettim. Olumlu pekiştirme, öncül müdahale, doğal öğretim teknikleri, konuları küçük ve anlaşılabilir ünitelere ayırma, aktif öğrenci tepkisi…
Davranış Analizi üzerine yüksek lisansımı yaparken hocalarımın derslerine entegre ettikleri pek çok davranışçı yaklaşımın öğrenimimi kalıcı hale getirmesindeki rolünü şimdi daha iyi anlıyorum.
Güz 2023-24 eğitim döneminde iki üniversitede ders için okutman rolü üstlenme şansına eriştim. Biri Maltepe Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (PDR) bölümü üçüncü ve dördüncü sınıflarına Special Education and Inclusion dersi; diğeri ise Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Engelliler için Gölge Eğiticilik Programı (EGEP) son sınıf öğrencilerine Uygulamalı Davranış Analizi dersi idi. Her iki derste de Aktif Öğrenci Tepkisi (Active Student Responding) stratejisini kullandım. Her hafta sunumların son beş on slaytını işlenen konunun tekrarını içeren küçük test soruları ile pekiştirmeyi sağlayan bir uygulama AÖT. Bütün öğrencilerin soruyu okuduktan sonra aynı anda cevaplamasını gerektiren bir uygulama olduğu için soruya yanlış cevabı verenler üzerinden neyin anlaşılmadığını tespit etmeyi kolaylaştırıyor. Gerekirse o konu özet geçilebilir veya anlamayanlara ek okumalar verilebilir.
Sadece teorik bilgiyle mezun olup çalışma hayatında bocalayan yeni mezunlar değil kendinden emin uzmanlar yetiştirebilmek adına ders içi rol canlandırmalı çalışmalara yer verdik. Örneğin PDR öğrencileriyle etkili aile iletişimi konusunu işledikten sonra ikili gruplar halinde senaryo bazlı krizlere müdahale üzerine roller canlandırdılar. EGEP öğrencileriyle veri tutma, Ayrık Denemelerle Öğretim, Hata Düzeltme gibi çalışmaların uygulamadaki canlandırmalarını yaptık.
Vize ve final sınavları çoğu öğrenci için ezberlenip geçilecek içeriklerden ibaret oluyor maalesef. Yüksek öğrenimde bu algıyı değiştirmeye olan ihtiyacımızdan güç alarak final sınavı uygulamasını Saha Projesine çevirdim. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi öğrencileri ile diğer derslerinin final sınavlarını tamamladıktan sonra Eminönü’nde buluştuk. On üç öğrenciye Eminönü meydanına gözlemledikleri bir “davranış”ı seçmeleri için dağılmalarını söyledim. Yarım saat gözlem yaptılar, kendilerine raporlaştırmak üzere topluluk içindeki bir bireyden “davranış” seçtiler. Ardından bu davranışın verisini tuttular. Azaltmak veya yok etmek üzere mi yoksa artırmak veya kalıcı hale getirmek üzerine mi odaklanacaklarına karar verdiler. Türlü davranış analizi yaklaşımlarını kullanarak davranışa nasıl şekil vereceklerini detaylıca açıkladılar.