YAZ TATİLİNİ NASIL DEĞERLENDİRELİM?
“Tatillerimiz bazen mükemmel geçiyor, bazen de dünyaya geldiğimize pişman oluyoruz. Tatildeyken işe dönmeyi, iş yerindeki koltuğumda oturmayı hayal ettiğim çok zaman oldu” diyen ÖÇED Başkanı Parin Yakupyan ile konuştuk.
Ailelere yaz tatilinde evde mi yoksa dışarıda mı program önerirsiniz?
Çok ciddi bir kapanma döneminden çıkıyoruz. Özel gereksinimli çocuklarımızın tekrar aktif bir şekilde hayatın içinde yer alması ve bundan keyif duyması çok önemli. Bu nedenle ailelerin yaz programını mümkün olduğunca dışarıda planlamasını öneriyorum. Çocuklarımızın eğitimle öğrendiklerini hayatlarına katmaları için de yaz dönemi bize fırsat sunuyor. Mesela özel eğitimde otobüs, metro ya da uçak gibi toplu taşıma araçları kağıt üzerinde çalışılıyor ve çocuklara öğretiliyor. Bu çalışmaların genellemesinin toplum içerisinde yapılması gerekiyor. Aileler tatil seyahatlerinde hem çocuklarının keyifli zaman geçirmesini hem de bu genellemeleri yapmasını sağlayabilir. Ancak dışarıda vakit geçirmek özel eğitimin tamamen durdurulması anlamına gelmemeli. Özel eğitimde rutin şaşarsa ve büyük aralar verilirse, çocuklar edindiği becerileri unutabiliyor veya davranış problemleri artabiliyor. Onun için çocuklar serbest olmalı ama bir yandan da eğitime devam edilmeli.
Ne kadar süren tatiller ideal?
Özel eğitim sadece akademik bir eğitim değil. Bunu göz ardı etmemeliyiz. Davranış ve beceri eğitimini de içeriyor. Bunların devamlılığının şart olduğunu kendi deneyimlerimden de biliyorum. O yüzden uzun tatilleri, mesela 3 ay- 4 ay köye gidilmesini ve eğitime tamamen ara verilmesini önermiyorum. 15-20 günü geçmemesinde fayda var. Tatil zamanı da özel eğitimdeki öğretmenlerin izin tarihlerine göre ayarlanabilir. Böylece dönüşte eğitim devam eder.
Anne-babalar tatile çıkmadan önce çocuklarının özel eğitim öğretmenlerinden ödev istemeliler mi?
Aileler yalnızca yaz tatilinde değil, her zaman bunu istemeliler. Özel eğitim sadece okulda kalıyorsa, eve yansımıyorsa amacına ulaşmıyor demektir. Çocuklarımızın özel eğitime gittikleri sürenin haricinde evde yapacakları bir programı olmalı. O yüzden aile mutlaka ödev istemeli.
Ödevler nasıl olmalı?
Okulda bitirilmiş becerilerin genellemesinin evde yapılmasında fayda var. Örneğin Garen küçükken okulda kırmızı rengi kartlarla çalışıyorlarsa, biz de evde domates, elma, motosikletin kırmızısı, kamyonun kırmızısı ile devam ederdik. Ayrıca okulda çalışılan beceri aşamalarının evde de desteklenmesi lazım. Okulda öğretmen ile göz kontağı çalışılıyorsa, evde de aile bireyleri ile çalışılması gerekiyor. Bu becerinin daha hızlı kazanılmasını sağlayacaktır. Bir de çocuklarımız okulda çok daha uyumlu davranıyor. Problem davranışlarını orada fazla göstermiyor. Bu yüzden evdeki problem davranışlarını öğretmenine anlatmalıyız ki, haberi olsun. Ona göre bir davranış müdahalesi geliştirebilsin ve aileye program verebilsin. Bunu sadece ev ödevi gibi de düşünmemeliyiz. Birlikte bir yaşam şekli kurmamız gerekiyor. 23 saat boş geçiyorsa, sınıfta yapılan 40 dakika eğitimin hiçbir önemi kalmıyor.
Yaz tatili evde yeni beceriler çalışmak için bir fırsat olur mu?
Yeni becerilere evde başlanması çok önerilmiyor. Çünkü çocuk evde yapamadığı bir beceriden dolayı davranış problemi çıkarırsa, ailenin bununla baş etmesi daha zor. Bu nedenle ailelere biten becerilerin genellemesi üzerine ya da okuldaki çalışmaların desteklenmesi üzerine hedefler veriliyor.
Ancak özbakım becerileri bu konuda istisna sayılabilir. Yaz tatilinde banyo yapma, tuvalet eğitimi ya da üstünü giyme becerileri çalışılabilir. Çünkü bunlar zaten okulda kısmen çalışılabilen beceriler ve daha sonra büyük bir kısmını evde biz anneler yapıyoruz. Yaz dönemi, özellikle tuvalet eğitiminde bir avantaj sağlayabilir. Çocuk çok küçük değilse, eğitimcisi de yapabileceğini inanıyorsa, anne de psikolojik olarak kendine güveniyorsa çalışılmaya başlanabilir.
Ancak unutulmamalı ki, çalışılan bir beceride pes edip yarım bırakmamak gerekiyor. Yarım bırakmak hiç başlamamaktan bile daha kötüdür. ‘Bir deneyelim, olmaz ise yine beze döneriz’ diyorsanız tuvalet eğitimine hiç girmemek daha iyi olabilir.
Tatile gidecek aileler nelere dikkat etmeli?
Tatil hepimizin dinlenmesi gereken bir zaman. Tüm aile bireylerinin rahatlamasını, gevşemesini hesaplamalıyız. Çocuğumuz da buna dahil. Normalde çocuğumuzun günde bir saat tablet ya da cep telefonuna izni varsa, “tatilde bunu tamamen kaldırırım, bu alışkanlığı bıraktırırım” gibi hedefler konulması tavsiye edilmiyor. Çünkü o tatil değil, azap oluyor. Genelde de çocuğun bir konuda davranış problemi varsa “biz bunu tatilde çalışırız” yaklaşımı çok verimli olmuyor.
Kendimizden yola çıkalım. Biz de tatilde kuralların artmasından kaçınmıyor muyuz? Mesela hep kilosuna dikkat eden biri tatilde bunu bir tık gevşetebiliyor. Çocuklarımız için de böyle düşünelim. Tatile giderken onların yapmaktan keyif aldıkları şeylere özen gösterelim.
Gidilecek yerde nelere dikkat edilmeli?
Öncelikle yerin seçimi çok önemli. Eğer aile akrabalarının yanına, memleketlerine ya da köylerine gidiyor ise orası zaten bildikleri bir ortamdır. Hazırlıklarını ona göre yapabilirler. Bununla beraber çocuğunun bağlı bulunduğu bir obje varsa mutlaka yanlarına alsınlar.
Yeni bir yere gidilecekse, öncesinde araştırma yapmalarında fayda var. Bazı çocukların yüksek sese karşı tahammülsüzlüğü olabiliyor. Animasyonu fazla bir otelde böyle bir çocuğun siniri bozulabilir. Yüksek seslere hiç tahammülü yoksa, tatilde bu tarz yerlerden kaçınmak gerekebilir.
Sizin bu konuda oğlunuz ile benzer deneyimleriniz oldu mu?
Biz ailece Ayvalık’a tatile gitmiştik. Garen o zaman 12 yaşındaydı. Orada bir şarkının remiksi günde birkaç kez çalıyordu. Garen’in alışık olduğu tarzdan tamamen farklı bir düzenlemesi vardı. Şarkı her çıktığında Garen krize giriyordu. “O şarkı çıkacak mı!” diye korku yaşıyordu. Sırf bu yüzden tatil bize azap oldu. O sırada, durumu otel yönetimine götürmeyi hiç düşünmemiştim. Şu an olsa belki gidip otel yönetimiyle bunu konuşabilirim. Fakat o dönemde sanırım hem Garen’in tolerasyonunu arttırması hem de alışmasını sağlamak adına bunu yapmamıştım. Zira biz Garen ile çıktığımız yolda çevreyi kendimize uydurmayı değil, Garen’i topluma uydurmayı hedef edindik. Ancak şu anki bilinçle bunu tatilde yapmazdım. Bu kocaman bir tatilin çöpe gitmesine yol açtı. Şimdiki aklım olsa tatili keyifle geçirir ama sonrasında mutlaka bunu çalışırdım diye düşünüyorum.
Ailenin tatile gideceği yere çocuklarının özel gereksinimli birey olduğunu haber vermesi gerekir mi?
Ben bugüne kadar hiç söylemedim. Bu konuda da çok ciddi bir sorun yaşamadım. Eğer çocuğunuzun duyusal anlamda ciddi davranış problemleri varsa söylemek faydalı olabilir ama çok ciddi davranış problemleri yoksa, ufak tefek farklılıkları tolere etmek zorundalar. Hiç kimse kusura bakmasın.
Otizmli çocuklar yeni bir yerde tatil yapmaya uyum sağlayabilir mi?
Bu durum tamamen çocuğun düzeyine bağlı. Bazı çocuklar yeni ortamlardan nefret ediyorlar. Garen çok ufakken bir tatile gitmiştik. Otizmli olduğunu daha bilmiyorduk. Konuşma becerisi henüz yoktu. Tatildeki altı gün boyunca gece gündüz ağlamıştı. Ben nedenini anlayamamıştım. “Bu çocuk niye ağlıyor?” deyip durmuştum. Şimdi anlıyorum ki, ortamın değişikliği onu çok germişti.
Çocuklarımızın ortam değişikliğine tepkisi çok ise ne yapmalıyız?
Tatile çıkmadan önce sosyal öyküler ile gidilecek yere ve yapılacaklara çalışılabilir. Gideceğimiz tatil yerinin internetten resimlerini bulup, onların çıktılarını alıp, sosyal beceri öyküleri yazılabiliriz. Bu konuda öğretmeninden de destek alabiliriz. Özel eğitim sadece masa başı eğitim değildir. Bir eğitim seansında çocuğumuzun yaz aylarında kullanacağı kolluklar, mayo ve şort eklenerek çalışılabilir. Biz Garen ile bu çalışmaların çok faydasını gördük. Eskiden Garen uzun kollu üst giysilerden kısa kolluya geçtiğinde çok tepki gösterirdi. “Uzun kollu tişööört!” diye bağırmaya başlardı. Rutinleri kuvvetli çocuklar ile pat diye geçiş yaptığınızda, böyle davranış problemleri riski var.
Tatilde yanımıza alacaklarımızı nasıl seçmeliyiz?
Çocuğa farklı oyuncak seçenekleri arasından “tatilde en çok hangisini yanında istersin?” diye sorabiliriz. Ben bu şekilde sorduğum bir sefer, Garen bana oyun hamurunu gösterdi. Bu sayede ben güneşlenirken o da yanı başımda oynayabildi. İkimiz de güzel vakit geçirdik. Çocuğun da keyif alabileceği bir şeyler yapabilmesi önem taşıyor. İlla havuza girmesini beklemememiz lazım. Çocuklarımızın ıslanmak ya da kuma değmek konusunda hassasiyetleri olabiliyor.
Bu konularda problemleri varsa ne olur onları zorla havuza sokmaya çalışmayın. Merak etmeyin, hepsini öğrenecekler. Ama travma yaşatmadan, özel eğitimin de desteği ile bunları küçük küçük aşmakta fayda var.
Sizin Garen ile tatilleriniz nasıl geçiyor?
Ben biraz daha anlaşılır olması için tüm örneklerde Garen’i kullandım zaten. Tatillerimiz bazen mükemmel geçiyor, bazen de dünyaya geldiğimize pişman oluyoruz. Tatildeyken işe dönmeyi, iş yerindeki koltuğumda oturmayı hayal ettiğim çok zaman oldu.
Tatile gideceğimizi Garen’e önceden haber verirsek çok ciddi sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Son gittiğimiz tatilde, gideceğimizi ona son gün söyledik. Valizleri gördü. “Ne oluyor?” dedi. “Yarın tatile gidiyoruz” dedik. Önce bir “Şaka!” dedi. Sonra hemen internete girip otelimize baktı. Ama yapacaklarını kurgulamaya çok zamanı kalmadı.
Garen’in en büyük sorunu kafasında hep plan ve kurgu yapması. O kurgu kendi yaşadığı ile örtüşmediği zaman galiba orada sorun yaşıyor. Ama bu tabii ki Garen’e özel bir durum ve benim varsayımım. Her çocuk için bu şekilde uygulayın dediğim sanılmasın. Büyük çoğunluk için çocuğumuzu önceden hazırlamak fayda sağlayacaktır diye düşünüyorum.
Garen’in tatil yapmayı takıntı derecesinde sevdiğini biliyorum. Onun tatil istekleri ile nasıl baş ediyorsunuz?
Siz de biliyorsunuz Garen’in 320 gün tatil, 250 gün tatil hayalleri var. Dün bana Ortaköy’de bir otel bulduğunu ve orada yaşamak istediğini söyledi. Büyük ihtimalle oradaki kahvaltı ve yemeklerin açık büfe olması ve zengin menü ona böyle bir karar verdirdi. Aslında hepimiz öyle bir hayatı seviyoruz. Fakat bizler bunun mümkün olmadığını biliyoruz. Onun için de kendimizi kahretmiyoruz. Kısa tatiller için yaşıyoruz ve o bizim motivasyonumuz oluyor. Fakat Garen için böyle bir şey yok. O her anını tatilde geçirmek istiyor. Geçiremediği zaman da ciddi bir anksiyete oluşuyor. Biz bu kaygıları için medikal destek de alıyoruz maalesef.
Garen’in tatil takıntısı ile nasıl baş ediyorsunuz?
Şöyle bir yol bulduk, tatil konusunda talepleri çok arttığında “Bunları yaz” diyoruz. Yazıyor ve sonra bana whatsapp’tan atıyor. “Olabilir mi?” diyor. “Zamanı geldiğinde konuşuruz” yanıtını veriyorum. “Olur mu ama?” diye sormaya başlıyor. “Olabilir” deyip geçiştiriyorum. Çünkü sürekli bu konuda onu dinlemem mümkün değil. Bunları yazıyor olması da bir yumuşatma sağlıyor.
Peki, tatili bitirip okula dönüşe gelirsek… Bizi neler bekliyor? Özel eğitim sınıfında okuyan çocuklarımızın sınıf tekrarı hakkı olacak mı?
Sınıf tekrarı ile ilgili durumda şimdilik bazı belirsizlikler var. Geçen yıl sınıf tekrarı hakkını kullanan velilerin bu yıl da aynı sınıf için tekrar hakkını kullanıp kullanamayacağı henüz netlik kazanmadı. Ancak daha bu hakkı hiç kullanmayanların bu yıl sınıf tekrarı yapabileceklerini biliyorum. Bu konuda herkes kendi okul yönetimi ile konuşabilir.
Gölge öğretmen eşlik edebilecek mi?
Evet, gölge öğretmen eşlik edebilecek. Çünkü kolaylaştırıcı kişi mevzuatımızda var artık. O yüzden de, okul yönetimi izin vermiyor gibi bir durum söz konusu değil. Eğer okul yönetimi izin vermiyor ise hemen derneklere ve MEB’e başvuruda bulunsunlar. Bizimle iletişime geçerler ise ne yapmaları gerektiği konusunda yardımcı olabiliriz.
“Müdür bizi okula kabul etti. Kaydımızı da almayabilirdi. Gölge öğretmen konusunda ısrar edip şansımızı daha fazla zorlamayalım,” diye düşünmesinler lütfen. Eğer çocuk gölge öğretmensiz okula gidebilecek durumda ise ona sözüm yok. Yine de, ne kadar iyi durumda olursa olsun özellikle okulun ilk günlerinde gölge öğretmeni öneriyoruz. Çünkü yanlarında gölge öğretmen bulunmadığı için adaptasyon sorunu veya mobbing yaşayabiliyorlar ya da diğer çocukları kendilerinden soğutacak bazı davranışları olabiliyor.
Bunları görünce sınıf öğretmeni de “Sizin çocuğunuz kaynaştırma okuyabilecek düzeyde değil. Bu sınıfta sıkıntı yaşıyor. Gelin onu özel eğitim sınıfına alalım,” diyebiliyor. Aileler de üzülerek kabul ediyorlar. Halbuki orada bulunacak bir gölge öğretmen ya da kolaylaştırıcı kişi bu adaptasyonu sağlayabilir.
Ancak ülkemizin bir gerçeği var. Herkesin bütçesi kolaylaştırıcı kişiyi karşılamaya müsait değil. Bu işin maddi boyutu sorun olabiliyor. Bu durumda şunu unutmayalım ki, aileden bir bireyin de kolaylaştırıcı kişi olma hakkı var. Eğer anne çocuğunun yanında oturmak istiyorsa sınıf öğretmeninin izin vermeme hakkı yok. Bu kişi abla, kuzen, ağabey de olabilir. Elbette özel gereksinimli çocuğa eşlik edecek kişinin sınıf düzenine gereği şekilde uyması, gerçekten gölge ve kolaylaştırıcı olabilmesi gerekiyor.
Peki destek eğitim konusuna gelirsek…
Geçen eğitim öğretim yılında pandemi nedeniyle destek eğitimler yapılamadı. Ama aşılanmayla birlikte yeni dönemde virüsün problem olmaktan çıkacağını umuyorum. Veliler bu yıl destek eğitim haklarını mutlaka arasın.
Geçenlerde bana bir veli yazdı. Çocuğunun sınıf öğretmeni çok iyiymiş, onu çok seviyor ve destekliyormuş ama akademik açıdan çocuğa çok fazla şey veremiyormuş. ‘Başka bir sınıfa geçmeli miyim?’ diye soruyordu. ‘Bu kadar iyi bir öğretmen bulduysanız başka sınıfa geçmeyi öncelikli olarak düşünmeyin. Destek eğitim hakkınızı kullanın. Orada çocuğunuzun akademik gelişimini sağlayabilirsiniz’ dedim. Çünkü kaynaştırma eğitimine giden çocuklarımızda birincil hedefimiz çocuğun sosyal anlamda sınıfa uyum sağlaması. Sonra akademik beceriler geliyor. Önemli olan toplum ile birlikte hareket edebilme yetisini arttırabilmek. Aileler özel eğitimle de akademik kısmı çalışabileceğini unutmamalı.
Çok teşekkürler. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
İnşallah bu yaz virüssüz, hepimizin gönül rahatlığı ile tatil yapabileceği bir yaz olur. Ama bunu eğitimi de boş vermeden yapalım. Ben geçtiğimiz yaz dönemi sayımızda yaz tatilinde yapılabilecekler ile ilgili bir yazı hazırlamıştım. İsteyen ailelerimiz ev ve sokak aktiviteleri için bu yazıya da göz atabilirler. Herkese iyi bir yaz tatili diliyorum.
YAZ DÖNEMİ ÖNERİLERİ:
https://oced.org.tr//yaz-donemi-onerileri/