Merhabalar Ben Sibel Tüzüner
KTÜ İİBF İktisat Bölümü mezunuyum. 46 yaşındayım. Otizmli 15 yaşında dünya güzeli bir oğlum var. Oğlum doğduktan sonra çalışmadım. Çalışma dönemim geldikten sonra ise otizmli olduğunu öğrendim öğrendim ve onu kimseye emanet edemedim. 10 yıl dışarıdan sigortamı ödedim, çalışmadım. Daha sonra bir öğretmenle oğlum arasında problemler yaşandığı ve mahkemelik olduk. Hala bu mahkeme devam ediyor.
Sırf oğlumun müfredatını öğrenmek için formasyon aldım özel eğitim kurslarına gittim ve daha sonra ücretli özel eğitim sınıf öğretmeni olarak çalışmaya başladım.
İlk 2 yıl Milli Eğitim’de orta ağır otizmli çocuklarla çalıştım. Geçen yıl yine bir proje yapmıştım “Bir Yastıkta Bin Yürek” ve bu sosyal değerler de Trabzon 3.’sü oldu. Bu sene Halk Eğitim Merkezi Akşam Sanat okulunun otizmli yetişkin kursiyerler için açtığı bir kurs merkezinde çalışıyorum.
Kursiyerlerimiz 18 yaş üstü örgün öğretim dışında kalan çocuklar. Düşündüm taşındım ve onlarla birlikte bir şeyler yapmak istedim aklıma akran grupları olan üniversite geldi, Trabzon Üniversitesi dekanlığı da bizi de destekledi sağolsunlar. Görsel sanatlar bölümü resim-iş atölyelerinde haftanın bir günü otizmli kursiyerlerimiz ve resim bölümü özel eğitim bölümü öğretmen adaylarımız ile birlikte resim çalışmaları yapıyoruz. Amacımız akran iletişimi sağlamak sosyalleşmek, öğretmen adayları ile birlikte otizmli öğrencileri tanıştırmak.
Üniversiteye çocuklar çok mutlu gidiyorlar. Tuval yerimizi boyalarımızı hazırlıyoruz. Her öğrencinin yanında kendi öğretmeni bulunuyor ve ne kadar gönüllü öğrenci varsa bunları çocuklara paylaştırıyoruz. Öncelikle tanışıyorlar, arkadaş oluyorlar daha sonra renkleri kullanmaya başlıyorlar ve resim yaparken dil sorunu olmadığı için renklerle duyguları karışıp çok güzel şeyler ortaya çıkabiliyor.
Aileler çok mutlu üniversiteye gittikleri için iki kat daha fazla mutlu bu etkinlikten. Çünkü arkadaşları hep üniversiteli kursiyerlerimizin onlarla akran grubu. Öğrencilerimizin kendini ifade etme becerileri gelişti En azından hangi rengi kullanacaklarını nasıl bir çalışma yapacaklarını tarif edebiliyorlar. Resim gösteriyoruz, ondan bir tercih yapıyorlar, kendileri doğaçlama çizerken kendi ruh dünyalarını görebiliyoruz. Biz öğretmenler bile öğrencilerimiz için “Aaa maviyi seviyormuş, kırmızıyı seviyormuş, en çok şu renkleri kullanıyormuş,” diyebiliyoruz artık.
Açıkçası en çok umutlandığım taraf yıllarca öğretmen sorunu yaşayan otizmli çocuklarımız için öğretmen adaylarının otizmli çocukları tanımaları ve bilmeleri.
Çünkü öğretmen adaylarının da otizmli çocuklara ihtiyaçları var. İleriki dönemlerde sınıflarında bir otizmli çocuk olduğunda ona nasıl yaklaşabileceklerini küçücük olsun öğrenmeleri beni çok mutlu ediyor.